Ana içeriğe atla

sevemiyorum

   bütün gayretkeşliğimle sevmeye çalıştım.üzerine hayaller inşa ettim.sıcak,dokunaklı ,bana uyan bir yan aradım hep.
 
olmadı.olamadı.sevemedim işte.

  Bursa'yı sevemediiiimm.
 
nedeni yok.yani var da bariz göze batar bir mevzu değil.içine alıp saklamıyor bu şehir beni.sıcak anne sevdasından uzak.sokaklarında,caddelerinde genç kızlık anılarım yok bir kere.şu köşe başı ağladım yer değil.şu fırıncıyı eni konu 3-5 yıldır bilirim o kadar yani.

  ben bu şehirde aşık olmadım .ağlamadım uğurlarken sevgilimi.

  hadi kalk gel deyip çağıramadım hiç bir çocukluk arkadaşımı darmadağınık evime .
  ne pazarcıların yüzüne aşinayım
,ne annem tanır limoncuyu ne de babam camiye takılır saatlerce.
  hastalandım,öleyazdım bir kez dahi vurulmadı kapım 5 katlı ,12 daireli binada.

  nesini seveyim ,nasıl seveyim seni Bursa ;söyle bana:(((

Yorumlar

  1. ben de doğma büyüme bursalıyım ama senenin 9 ayını ankarada yazı 3 ay istanbulda geçiren biriyim bursaya sadece tatillerde geliyorum ve nişamlım da izmirde yaşadığı için bütün büyük şehirleri iyi biliyorum. canım tarafsızca söyleyebilirm ki bursa istanbuldan sonra en kolay adapte olunabilecek olan, gezmesi tozması alışverişi yemesi içmesi bol, tarihi, doğası, dağı denizi gölü ormanı olan bi şehir son haline bakarak. 10 yıl önce köydü tabii ama benim senin gibi tanıdığım çok. sonradan iş güç için gelenler bu şehri doya doya yaşayamadıysa, güzel dostluklar kurmak nasip olup mudanyaya akşam balık yemeye, uludağa pikniğe, yeşile nargile içmeye gidemediyse sevemiyor:) ama senin gibi nefret ediyorum alışamadım deyip istanbula ankaraya dönen arkadaşlarım genelde 3 sene sonra biliyo musun bursayı çok özledim aslında sevmişim dediler hep :)bir de sanırım nilüfer tarafındasın oralarda komşuluk falan yok haklısın :)

    YanıtlaSil
  2. çok detaya girmedim üstten anlattım ama asıl neden senin de anladığın gibi duygusal bağımın yokluğu.şehri şehir yapan insan ilişkileri aslında.ben de yazları şehir şehir gezerim.istanbul doğumluyum aslen.hiçbir şehir doğup büyüdüğüm şehir kadar sıcak ve güzel değil.tıpkı senin bursayı özlemen gibi ben de çok büyük bir özlemle istanbulumu yaşamayı çok isterdim.lakin doğduğun yer değil doyduğun yer önemli:(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yaz şekerim ,ellerin dert görmesin:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biricik Gelinime Mektup

canım gelinim; seni şimdiden özledim.ne kadar şanslısın ki böylesi çatlak,patlak ,yusyuvarlak bir kayınvalide sahibisin.umarım senle tanışıncaya kadar dairesel ölçülerimi keskinleştirmiş oldukça kemiksi bir yapıya kavuşmuş olurum.yok eğer hala üç iks larç bir hal görürsen bünyemde sakın yüzüme vurmayasın zira bu benim barışmaya çalışıp ta bir türlü uzlaşamadığım tek uyuz yanımdır. umarım sarı saçlı ve kahverengi gözlüsündür.eğer değilsen en acilinden röfle yaptırmanı umuyorum.malumun üzere oğlum kendisi çiğ bir sarı oğlan olmasına rağmen saplantı derecesinde sarışın hastası.şükür ki yapay sarışınlığa da prim veriyor.es kaza sarışın olup da bir anda saçını kızıl mızıl yapayım demeyesin.kapının önüne konman an meselesidir.şahsen bu mealde kovulmanın eşiğine gelmiş bir ana olarak,bu sana naçizane bir dost uyarısıdır:))) güzel gelinim;oğlumu sevip aşık olmak gibi bir gaflete düştüğünün farkındayım.ee napalım gönül bu tabi ota da mota da hesabı:)kaşına mı gözüne mi hayran kaldın bilem

KREŞ

Evet ben işe kızımsa kreşe başladı. içimin burukluğu birazdan okuyacaklarınız olmasa kat be kat olurdu eminim.ve ben buruk muruk değilim esasen.iyi bile sayılırım. yıllar önce oğluş 3,5 iken (şimdi 10 yaşında) evimize hem yakın hem o yaşa göre uygun tek kreş vardı.o da şimdi kızımı verdiğim kreş.bina,yer aynı ama sahipleri tamamen değişmiş.bu durum beni rahatsız etse de yine tıpkı oğlumda yaşadığım lokasyon ve yaş sınır aralığı burayı bir daha seçmeme sebep oldu.ve iyi de oldu. gencecik ,çok candan bir öğretmenimiz var.grubundaki çocuklar hep benzer aylarda.20 aylık 18 aylık gibi.toplam 8 çocuk var sanırım. babamız öğretmen olduğu için 15 tatili fırsat bilerek ben işe dönüş yaptım kızımı da yarım günlük süreler halinde kreşe alıştırmaya başladık.bugün 3. gün ve gidişat umduğumdan da güzel . öğretmenimiz  çok hoş bir yöntem seçmiş.bir defterimiz var .her gün çocuğun gelişimi ve o gün yaptıklarıyla ilgli notlar tutuyor.ve yine her gün çocuğun çantasıyla eve gönderiyor.böylece a

Evlilikte Huzur:)

"Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu,  ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca  hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın  günü iyi geç ......memiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca  mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de  benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.  O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı  hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.” Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de  fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sorm