Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ohhhh takdirimizi de aldık

neşşeli oll kii geeenç ka la sınn bu dünyadaaaann zevk a la sın:)) böyle miydi şarkı ??güzeldi be.en temiz bir duygunun insanı olan yavrucaklar için yapılan şarkılardan biri .oysa onlar zaten neşe ve sevinç içerisinde sürdürmüyorlar mı hayatlarını.geneli söylüyorum tabi mağdur çocuklar da var ama özlerinde hep cıvıl cıvıllar ya bu varlıklar. yine yeni yeniden bir 15 tatil mevzusuna balıklama daldık.ailece pür sevinç içerisinde başladık tatilimize.ohh bir dönüm bostan yan gel yat osman şeklinde geçirilecek 4 kişilik evsel birlikteliğimizin açılışı gerçekleşmiş oldu:)oğluşum ömrü hayatının ilk takdirnamesini aldı.garip bir mutluluk hüzmesi oluştu ruhumda.4 ay çalıştı çabaladı garibim.abuk subuk bir dolu performans ödevine imza attı zat-ı şahaneleri.her akşam beni yahut babasını söylete söylete ödev yaptı.okula gitmekten bunca nefret etmesine rağmen başarılı olmuş olmasına gayet şaşırdım diyebilirim aslında.bıraksam hani bir kaç gün boş ver gitme okula filan desem havalar uçar o derec

romantik olasım var çünkü yaşlanıyorum rum rum...

dökülen yapraklara ,yağan yağmurlara ne haldir ne keramettir bilinmez fazlaca içli bakar olmuşum.şarkılara hele ki eskilere meyledişim bundan herhal.adamım beni hep gözleriyle süzsün arayışındayım .heyhat yorgunluktan gözünü bile zor açan koca ne kadar verimli olur buyrun siz karar verin gari:) düzensiz düzenler içersindeyim.evime gelmek isteyen üç-beş insanı epey oyaladığıma hükmedip buyur ettim fakirhaneme.yarın şenlik var.ama ben pek uyuşukum.külçe gibi ağırım.ne iki çocuğa ne evin darmaduman olmuşluğuna yetişemiyorum.onca kiloya rağmen oturdum çikolata yedim bir de.kendimden nefret etmeme beş kaldı o beşi bekliyorum.

bunlara bayılıyorum çünkü hiç eskimiyorlar

neşeli bir pazar

tatlı şirin bir haftasonuydu.hep ama hep evdeydik pazar günü.üstelik saatlerce olmayan elektriğe rağmen.güzel de oldu.ne tv ne pc ne zart ne zurt yalnızca dördümüz ve bilhassa ayşenin sesi. her pazar tost yapan babamız bu pazar yapamadı .bu işe en çok oğlum gıcık oldu.nazlanmalar mırıldanmalar derken koncandam pratik fikir çıkıverdi."ben sana ekmeğin içini çıkarır arasına pişirdiğim sucukları dizer,elimle bastırır tostunu yaparım yeter ki günümüzü zehir etme"dedi.ohhh çektim derinden.uuzuun bir kahvaltı,ardından türk kahvesi ,sohbet .pazarımızın özeti bu olur.özlemişim sırf biz kalmayı.göz hep başka şeylerle meşgul olunca daha mı az anlıyoruz sanki birbirimizi.oğlum bile enteresan icatlar çıkardı.gerçi epe uğraşırdı daha önceden de ama bırakmıştı bir süredir.labirent defterine yeni yeni çizimler yaptı .tüm labirentlerin çıkış noktalarını bulmamızı istedi.oğlumun aklını seviyorum.tabi komplike oğlumu da çok seviyorum:) aaa ne diyordum.hah sohbeti koyulaştırıken aradan neşeli

bir çocuğu uyutmayı beceremedin mi?

"yöri git naaaann" diye nara atasım var sevgili okur.bıktımmm süslü püslü onlarca blog okuyup ne de rezil bir ana olduğum gerçeğiyle yüzleştirilmekten .ne bu ya neee?? herkeşlerde bir ben bilirim havaları almış yürümüş."çocuğu şurdan şööle kavrıycan,alt bacağı üst kolun yan kıvrımından aldınmıydı hoop bak nasıl da uyudu kerata gördün mü"diyen irezil yazılardan böğürmekteyim, öğürmekteyim . bugün iç anadolu dolaylarına ait iç sesim haykırmak istiyor.hız kesmeden devam ediyorum.

yazdığım en kıymetli yazı

biraz beklemek istedim yanıtlamak için.nihayet ben de emzirme sobesinde ebeyim.soru -cevap şeklindeki halini konu gibi anlatıp yaşadıklarımı paylaşmak istedim.aslında çok pratik de bir yol sunmuş blogcu anne ve bu grubun yöneticileri blogu olmayanlar facebooktan anket şeklinde rahatça ve kısacık yanıtlasınlar demiş.çok da güzel etmiş. malum 2 çocuk annesiyim .oğlan 9 yaşında kızsa 7,5 aylık henüz.ben yıllar öncesinde daha bebek sahibi olmadan bile emzirmenin ne derece önemli ve hassas bir konu olduğunu okumuş,öğrenmiş,özümsemiştim.ne pahasına olursa olsun doğacak çocuklarımı 2. yaşları dolana dek emzireceğimi henüz üniversite yıllarında dost sohbetlerinde konuşurdum. ben birkaç gün zar zor anne sütü almış ,şanssız bir bebekmişim.her ne kadar en kaliteli mamalarla beslenmiş olsam da annemle aramda daha minicikken kuramadığım bağ kazık kadar olduğum şu zamanlara dek süregeldi ve böyle de gidecek sanırım.o en derin, en kutsal ,bebeği içinize içinize sokarcasına müthiş hisl

bir adet şiir ;en sevdalısından

YİNE SEN Oturdum da bu akşam, Açtım sayfalarını birden Dudaklarımdan düşmeyen adın, Yüreğimde sitemle ahın. Yapraklarında günahıyla sevabın, Bu sevdanın.

çoluk çocuk,üst,baş

deli anne yazdıkça gaza mı geliyorum ne. çok benziyor fazlaca kesişiyor hayatlarımız.o çok içten anlatıyor ben yazmıyorum çoğunlukla.bugün yazasım var ama. malum bebiş en çok yoran şahsiyet beni.son 1 ayımız iğrenç ötesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.daha kaç ay sürer bilmiyorumsakin,huzurlu bir kız bu derken canavarlaşma emareleri göstermeye başladı.çocuklarımın amcası doktor.şanslıyız yani.alo doktor şeklindeyiz.ne sorsak cevaplıyor.dişmiş hanfendinin sıkıntısı.bağıra çağıra ağlıyor dedim.inim inim inletiyor ortalığı perişanız canım ya dedim.yenge olur ya calgel ver,calpol ver ,sürekli de emsin dedi.bu ara ısrarcı olma katı gıda için de dedi.tamam bakalım dedim.calgel bi yarım saat huzur veriyor .gerisi yırtınma şeklindeyiz.

zengin miyiz??!!

hani derler ya doğru söze ne denir ???şu blogta rastladım.gazetelerde filan gözüme çarpmamış.içimden geldi atayım dedim post olarak.döner gelir okurum ben bunu artık.

avmlerin kadını

bugün 10 /1/2011.özel sayılır değil mi.bugün yazmalıyım yazık olur dedim. minnoşum hala mızmız.6. aydan beri bitmeyen bir uykusuzluk girdabındayız.hafta sonu avmlerin kadınıydım.oralarda rahatlıyorum.kız nispeten daha az yoruyor beni. oğlan kafayı 1 haftadır beyaz renkli, uçlu kaleme takmış durumdaydı.eşim büyük bir sabırla aradı buldu.eee ne var ki beyaz işte bulunur demeyin.özellikleri var.alelade bir şey istemiyor beyefendi.rotring 0.7 uç olanından.bursanın son gözdesi anatolium avmde aradık.

mim buldum mim buldum:))

nehir ida hanımefendi hayatımın ilk mimini yaşattı bana:)ve bir de ilk blog ödülümü verdi.ne kadar mesudum bilemezsiniz:) bu mimi aynen neşelihallere , kaymaklıkadayıfa , aslıhan gündüze , fragolaya , ballılokmama  , isoona , annelili    ye gönderiyorum.delişime ve tazecike zaten çoktan gitmiş:)

hop hopp hoooppp

bayıldığım çok şarkı var.özellikle eski türk filmlerinden.bazı insanların 3-5 tanedir benim niyeyse bir düzinenin 2 katı kadar:) şuraya da atasım geldi.zaten ıssız buralar siz de ıssızsanız size de iyi gelir.

adım neden sitare

yıılar önce,eşimle tanıştığımız ilk zamanlar.aşkı bulmuş ,mutluluk sarhoşu bir çift.o hem okuyor hem çalışıyordu.haftada 2 kez buluşabiliyorduk.özlem daha çok büyütüyordu aşkımızı. bir gün elinde bir şiirle geldi.üşenmemiş aramış taramış kitapları çok hoş bir tane bulmuş.tam 3 sayfa.elleriyle yazmış,katladığı kağıdın içine saçlarından birkaç tel koymuş.bu saç teli koyma olayını ben başlatmıştım.ona yazdığım şiirleri,mektupları zarfa koyar içine saçlarımdan birkaç tel bırakırdım.o da yazardı şiir,mektup. iki romantiğin buluşması gibi çok sıcak,şirin bir sevda yaşardık.ve iyi ki o zaman cep telefonu ,internet gibi şeyler yokmuş biz lale devri çocuklarıydık:) işte o şiir.olur da sıkılmazsanız okuyun. sitare

eve yapışan anne ve tek çocuk meselesi üzerine

son 7 ay bilmem kaç gündür kızımla evdeyim.evin içinde öyle her bir 24 saatin adeta tekrarlarını oynuyorum.bildik şeyler işte.emzir-alt değiştir-bir daha emzir-uyut-uyumadı mı salla-bir daha salla -yetmedi mi otur ağla-başa dön-emzir-alt değiştir....... ayy yazarken bile çok sadistçe ve mazoistçe geldi.benim halimin aynısını milyonlar yaşıyor diyerek avutuyorum gönlümü ama nafile huzura eremiyorum.aklıma mukayyet ol yarabbim diyerek,yer yer ağlayarak yer yer somurtarak günümü diğer günler gibi yaşıyorum.

sevmek suçmuş

Sevmek suçtu onun doğduğu yerlerde.hele seven insan kadın cinsinden biriyse hepten suçtu.günahtı,yanlıştı hayatının hatasıydı. Zeliş de düştü bu hataya.daha onaltısında akça pakça yüzü aşkla neşe buldu aşka sığındı.lisedeydi,okuyordu.belki çok umutlu değildi yaşamın ona sunacaklarından ve belki bu yüzden aşkla avutuverdi kendini, umudun dolduramadığı kalbinin diğer yarısını.

teşekkür ederim 2010

nihayet bir yeni yıl yazısı yazacak gücü ,zamanı ve iradeyi gösterebildim.çoluk çocuğa karışınca daha doğrusu ikileyince danaları hakkatten "kov bostancı danayı yemesin lahanayı "moduna geçiyormuş insan:)bizim oğlan her daim tepemde ,en büyük sıkıntısı bilgisayarını elinden alıyor olmam(mış).ne vakit onun malı oldu bilemiyorum artık.yüzbin milyon tane oyun atınca içine sahipleniverdi tabii.artık pazarlık usulü ele geçiriyoruz klavyeyi. neyse uzatmayayım.gelelim asıl hadiseye.efenim 2010 yılı evimize uğurlu geldi malum.bebişim 26 mayısta aramıza katıldı.zaten deli tımarhanesini andıran ev onun da katılımıyla tam da aradığımız anlamına kavuştu.