Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bursa Helvası nam-ı diğer Süt Helvası

blog kardeşliği dedik sarım gülüm kuzu sarması olduk.oradan mim buradan soru yağmuru derken iş  Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği olayına katmışlar beni,bir çoğunuza olduğu gibi.halbüse ben kendi kendime bağıran böğüren bir anne blogçuyum.ne anlarım yeme içme tarifi vermekten.kasıldım netekim.karnıma ağrılar girdi. malum ben Bursada yaşıyorum.bu şehrin tüm medyatik tatlarının ötesinde bir tat var ki ben en çok ona vurgunum.kestane şekeriymiş,şeftaliymiş gözümde ondan daha düşük seviyededir.bu tat bursa helvası olarak da anılan Süt Helvası. malzemeler az,her evde bulunur cinsten.ilk bakışta kazandibi yahut yalancı tavuk göğsü yav bu desenize değil .hatta hiç ilgisi bile yok tadına bakınca.deneyin,bakın derim nacizane. Malzemeler * 200 gram tereyağı(margarin kullanmayın ) * 2 su bardağı un * 6 su bardağı süt(1 paket 1 litrelik süt + 1 bardak süt daha) * 3 su bardağı şeker * 1 paket vanilya * üzerine serpip süslemek için iri kıyılmış fındık ben resimler ü

Şemsi Paşa Pasajında Beyni Büzüşesiceler:)

İlham perim bir blog yazısı oldu.annesel zavallılıklarımız ,küresel yalnızlığımız ve hiç bitmeyen koştur-yap teleşlarımız içinde "yeteeeeeer" çığlığı atmamıza mukabil "sen annesin ,bıdı bıdı yapma,o zaman hiç doğurmayacaktın"şaplaklarını fırlatanlara ithafen atılmıştır başlığım.ona göre! Bilseydik büzüşeceğimizi önce bizi büzüştüren kuvvetlere mukavemet etmeyi öğrenirdik değil mi.lakin bilmiyorduk başımıza geleni.bizi büzüştüren şartlara rağmen "terminatör kadın"tiplemesi yarattık biz anneler.gece ayılan bayılan ama sabaha dimdik olan her daim kolluk kuvveti,emir eri,kocasının postası,çocuklarının yaveri moduyla dağılmış tüm parçalarımızı birleştirip monte etmeyi kendimiz çözdük erişilmez zekamızla. Bize büzüşük diyorlar hey hattt.sorarım kadın milleti size birinci vazifemizin kocanın yemeğini,ütüsünü ,kirlisini çıktısını halletmek ,çoluğunun çocuğunun boğazından aşanı aşmayıp yere kusulanını halletmek,her daim pür neşe sazlı meşe moduyla 24 saat kull

ekşi sözlükle kesişen "/İS\tanbul" halim

ozgurlugumun sehri sevdiim her sey orada kendini bulur oranin havasi suyu baskadir martilari tren gari sevisen asiklari istanbul benim sehrim ( hamlet , 28.03.1999)   uzun zaman hasretini cektigim,ugruna kastıgım,kafamı yedigim zavalli bi sehir.sıkıntının obur adı.otomatik bunalım gazlayıcısı.bu sehri sadece ozlemek guzel.reel anlamda geriye donmek bozuyo gibi sanki insanı. ( cytae , 29.07.1999)   boğaz köprüsünden her geçişimde beni güzelliğiyle mest eden şehir. her seferinde bu güzelim şehrin başına bir şey gelmemesi için dua ediyorum desem yeridir. ( badb catha , 19.05.2004 17:37)   avrupa yakasını oturma odasına, anadolu yakasını yatak odasına benzettiğim şehirdir. ev gibidir. ( atkuyruklukertenkele , 08.12.2002 05:22)   galiba bu sehrin laneti var. onceleri cok atıp tutardım "ay cok kalabalık, ay cok güvensiz ay şu, ay bu" ama simdi orada bulunmak icin ölüyorum! sanki beni çağırıyor... ben de istiyorum guzel sehir sana kavusmayı ama ne yaparsın kader... ( bi b

of yine yokum bir müddet

daha önce yazmıştım. kendimi habire tekrara salmayayım diye üstüne kendime kolaylık olsun bir de durumumu ayan beyan anlatan şu yazıma buyur ederim sizi. ne uyuzum değil mi:)))

saçmalıyorum biliyorum

bugün ayşe ezgi hanfendinin son aşısı yapıldı.18 ayımız bitti böylece.sabah stresle kızı hazırla kendimi hazırla derken gayet saçma bir yere konuşlanmış sağlık ocağına vardık.iğne çile demek hep bizim literatürümüzde.ayşenin ölçme tartması bitince bir ağızdan bir bacaktan bünyesine dahil oldu aşılar.ağlamak tabi ki bonusumuz.ana olarak için yansa ne yanmasa ne.yok ben aşısız da korur kollar beslerim mi diyeceksin,marjinal tavır takınayım şunlara aşısız çocuk nasıl da adam edilir mi diyeceksin.ay yok o kadar güçlü değilim.iki ağladı sustu işte. bana da abuk subuk sorular yönelttiler.sadece şahsıma mı denk geliyor anlamadım gitti.sana ne be hemşire hanım boyumdan kilomdan ,obez olma yolundaki dik ve gururlu duruşumdan.sen kıza bak,ben kendi yolumun yolcusuyum."yok "diyor "kilo vermeniz lazım,lütfen tatlı yemeyin,yerseniz de sütlü tatlı tüketin".oldu canım başka?diyemedim yüzüne.içimden gerildim gerim gerim.biliyorum boyla kilo arasındaki 10 birimlik farkın beni ...

kopan kayışı yerine taktım:)

mağdur mağdure bir halde genleşen sinir uçlarımı ve yönetimini ele alamadığım ruh dengemi bugün itibariyle ölçülebilir bir artışla dizginlemiş bulunmaktayım.vatana millete hayrolsun. bir önceki uyuz postumda beni yalnız bırakmayan önce trt ye sonra ptt ye ve bilhassa blog dostlarıma derin hörmetlerimi sunar onca zahmete girip yorum yazan bacılarıma kafa daha iyiyken akıllı başlı cevaplar yazacağımın sözünü harbi harbi veririm.lötfen çemkirmeyiniz... daldan dala denişik menişik bir şey yapıp hem kendimiz hem göz atanları tebessüme sevk ve gark etme amacından hareketle harareten aşağıdaki garip tuhaf şeyleri paylaştım. linklere tıklayınız,resimleri seyreyleyiniz.ilk bir dakika içinde yüzünüzde güller açma gibi bir durum hasıl olmazsa şayet ekranın sağ üst köşesindeki çarpı işaretini acil çıkış olarak kullanınız. şimdiden teşekkürler,saygılar,sevgiler,bacılar,kardeşler,kucakta bebeler,kundaktaki minikler,ler,ler,ler... önce bir kaç resim  konsept öğrenci evleri:) sabırla resim

mok gibiyim

gelince üst üste mi gelir bilmiyorum .ya da beni mi buluyor bunca tesadüf karmaşası.üzülmenin dibine girip sevincin zirvesine çıktığım son 10 günde iki ölüm iki doğum çelişkisiyle allak bullak olmuş vaziyetteyim. kafam bir milyon kilo ağırlığında inanın yazarken.sabahtan beri ağlaya ağlaya gözlerim de başım da şişti.bir hafta öncesinde beklenen ama hiç istenmeyen sarsıcı bir ölüm haberi üzerine yine benzer bir ölüm haberini alınca bu sabah ben de sinir minir kalmadı .fişler prizler beynimde şalter attırdı adeta. ikisi de yakın arkadaşlarımın anneleri.kızlarla aynı yaşlardayız.anneleriyse yaşça genç sayılırlar aslında.garip bir benzerlik hemen hemen aynı zamanlarda yaklaşık 8-10 aydır biri kolon diğeri meme kanseri olduklarıyla yüzleştiler.insan hiç konduramıyor tabi.biz uzaktan tanıyanlar bile "atlatırlar ya kemoterapi diye bir şey var" dedik.hikayeymiş. ikisi de 4. evre denen son evrede öğrenmişler bu durumu.şaşırtıcı olan biri her daim mamografi çektiren ,diğeri karın

Haydi Hop Hop Hooop:))

 masum rolü yapan iki sessiz fırtına:)  valla ben suçsuzum hakim bey.bir kolumu oğlan tutuyor diğer kolumda ayşe var ee kaledeki hiç değişmedi zaten adını sen koy:))yok giremiyorum bloguma.önüm arkam sağım solum sobe.kadınız ya anneyiz ya yemek pişecek ağzıma düşecek ,kızın mızmızı oğlanın dırdırı çekilecek,gece 17 aylık dananın bir türlü düzene girmez iflah olmaz uyku düzeni tertip edilecek.üstüne az buçuk da olsa işe gidip gelinecek off offf. yerde miyim gökte miyim ben nasıl bir alemdeyim şaşakaldığım zamanların en garip halindeyim.yine uzunca bir süre rapor izin vesaire sarmalından işe 3-5 günlük bir geri dönüş yapıp yine yeni yeniden ücretsiz izne ayrılmış bulunmaktayım. "anacım zaten ne kadar çalıştın ki ?" "ohh bir dönüm bostan yan gel yat osman" "gözümüz yok da yani amma çok izin alıyon kızım sen yaa" "devletimin memuru kenarımın dilberi sevsinler" "of ya bi biz olamadık şu memur tipinden" gibi bilimum sözlerinizi