bunu yazmazsam duramazdım.zaten cumartesiyi beraber geçirdiğim tüm arkadaşlar yazmam için son derece ısrarlıydılar.hiç sevenlerimi kırar mıyım,ben o kadar hıyar mıyım:)
aslında başlığı daha kibar mı yapmalıydım.hani kuş uçmaz kervan geçmez bir yer gibi mesela.yok ya dedim yazının ilerleyen paragraflarında bu duruma özel de bir bahis var.onda kullanırım tam.
yahu ne anlatıyorsun be kadın dıy dıy dıy .okuyoruz bir halt anlamıyoruz diyorsunuz.duydum duydum.inkar etmeyin.sabırsız naciyeler sizi:)
bursayı sevmediğimi neredeyse her bir fırsatta yazıya döküyorum malum.içimin bir türlü ısınamadığı bu şehri sanki tam tersi hayranıymışçasına ezberime alıyorum gün be gün.gitmediğim dağı taşı kalmasın diyerek burnumun uzandığı her m2sine adım atmışlığım vardır.cumartesi günü o adımlardan ne adımı devri alemden birini yaşadım.ama ne.
iş yerinden arkadaşımız ev almış.hayırlı olsuna gitmek için 20 kişi sözleşmiş.ta 1 ay önceden ev sahibi hatun arayıp davet etmişti beni.sözüm söz dedim.o gün kızı da oğlanı da sattım babalarına.bindim metroya.1 saat sonra buluşma yerine vardım.dikkatinizi çekerim buluşma yeri diyorum ev demiyorum:)asıl macera bundan sonrası.toplamda nezaketen 20 sayısına ulaşmamız gerekliyken 6 sayısına ancak tekabül edebildik.
"hayret yani "dedim "bu hatun bir tek beni mi aradı".
"yoo" dediler "herkese 1 ay önce haber vermişti zaten".
"bu sabah hadi gelin deseymiş zaten 5-6 kişi toplarmış yazık ya" dedim.çok kınadım pek ayıpladım.
buncağız kadınla ikinci vasıtaya ,otobüse geçtik.grup liderimiz olan ev sahibesinin en yakın ve güzide dostu nuray çok yakın yerde oturduğunu,öyle çok fazla yol gitmeyeceğimizi söyledi.ilk başta inandım.sustum.lakin suskunluğum asaletimdendir lafını yemem gerektiğini BURSA 20 Km yazısını görünce anladım.zaten gırgır şamata halinde tam bir öğrenci otobüsüne çevirdiğimiz ortama ;
hani yakındı,nereye gidiyoruz biz,karacabeye ne kaldı,bak balıkesir sınırı yan taraftan geçiyor,kızım ev alacak başka yer yok muymuş,etrafta bina namına bir şey yok nereye gidiyoruz biz,alooo sana diyorum nurayy şeklinde iğnelemeler yaparak yeni şamatalar ilave ettim.
şen kahkahalar sessizliği yıldırım gibi yararken karşımda oturan teyzeyle göz göze geliverdik.içinden türlü nameler saydığı besbelli olan bu yaşlı kadın ,sabırla susmamı bekliyordu eminim.ben zincirlerinden daha 1-2 saat önce sıyrılmış bir anne aslandım.bugün gülme,geyiğe doyma ve hatta zıvanadan çıkma günümdü.kafamı çevirip gırgırıma devam ettim.en son inmeden önce"nuraaay sana diyoruum kızım ne manyak yere geldik biz,neresi burası"diye bağırınca teyze yüzüme çok pis bir ifadeyle bakıp artık son noktayı koyayım dedi herhalde;"kızım burası göçmen konutları".???!!!!!hımm sağol teyzecim dememle arabadan inişimiz aynı saniyelere denk düştü çok şükür.benden nefret ettiğine hatta bir kaşık suda boğmak isteğine son derece saygı duyuyorum zira onca lafıma insan değil taş olsa çatlardı:)
indik .evden çıkalı tam 1 saat 35 dk olmuştu.biraz yürüyüp ev varıcaz namesine inanmış gibi yaptığım nuray,yolun uzunluğu münasebetiyle benimle geyiğin belini kıran,dilhun ve gamze.yahu bu kadar mı gülünür,bu kadar mı kahkaha patlatılır.sessiz kalma haklarını kullanan yeni atama bir hatunla ,az ve öz konuşma sevdalısı halimemiz konu mankenliğini üstlendiler farkında olmadan:)))
hani normalde şehir içlerinde mahalle aralarında kalan trafolar vardır ve onlar boyanırken bir nevi mahallenin uzantısıymış havası verilip ev biçiminde resmedilir.işte hala düşündükçe güldüğüm şeylerden birisi de bu oldu.evet burada da trafo var.ama resmediliş şekli bambaşka:)mavi bir gökyüzü bembeyaz kuşlar.aha dedim aha gördünüz mü,belediye bile farkında kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olduğunun burasının :=))
yürüdük babam yürüdük.iki dirhem bir çekirdek dilhunumun başına bir şey gelmesinden epeyce endişe ettim.hatun benden yaşça epey büyük lakin endam,poz yerinde.güldürme eşek beni,bak kim vurduya gidicez dedikçe ben laf üretmekten vazgeçmedim.yokuş yukarı çıktığımız epey ıssız bir yerdeki tabelaya koptum bu kez."bilmemne inşaattan 4000 konut projesi".Allahın dağına kim konut yapıyor yaw,hadi yapıyor niye 4000 tane yapıyor,40 değil 400 değil valla inanılır gibi değil dedim de dedim:)epeyce dağ havası soluduğumuzdan bana artık dağlık bir arazi hissiyatı veren bu yerleşim yerine havuzlu site bile kondurmuşlar.o havuzu görüp çığırtkanlık yapmamak olmazdı:)
"kızlaaar tektonik göl bulmuşlar burada,müteahhit yakalamış ,etrafını düzenlemiş,bir de site yapmış berisine adını SUKÖY koymuş iyi miii"
koptular tabi:)
az ileride MEGARON sitesi adını görünce bayıldım en çok.
"işte" dedim "bunu yapan laz."
"niye ki" dediler."yaww burası dağ taş bayır çayır .transformersı belli ki burada çekmişler.lazın biri de hatırası kalsın diye siteye en büyük iyilik robotunun adını vermiş.saf ya T harfini eksik koyup megatronu megaron yapmış besbelli:))"
hani derler ya yediğin içtiğin senin olsun görüp gezdiğini anlat.tam 2 saatin sonunda ulaşabildiğimiz arkadaşın evinde yediğimi anlatacak uzunlukta blog sayfası tahsis edilmedi daha:)nasılsa gidiş-dönüş harcanan eforla eriyecek sebebiyle kimse yediğinden geri durmadı.hem izzet ikram alayına muhteşem hem de bursanın bunca ucundaki bir ev olmasına rağmen dekorasyon olsun,plan olsun arkadaşımızın yaşadığı ev pek zevkliydi.
13 aydır evde tıkılı kalmamın,çoluk çocuk bakmaktan gözümü açamayışımın acısını işte o cumartesi günü çıkardım ben.ve iyi ki tek başıma gittim.6 saat sadece kendim için mutlu ,kendim için neşe kaynağı oldum.gülmeye doydum,doydum,doydum.darısı kalan ömrüme ve daralan tüm bebiş sahibi annelerin başına inşallah.
***ev sahibemiz olan tatlı bayan yazımı yeni okumuş ve önceki başlıktan dolayı epey üzülmüş.kalp kırmaktan kaçındığım halde o tatlı arkadaşımızın içini karartmış olmaktan derin bir üzüntü duydum.o yüzden eski başlığı kaldırdım.umarım ve diliyorum ki beni affeder:(
aslında başlığı daha kibar mı yapmalıydım.hani kuş uçmaz kervan geçmez bir yer gibi mesela.yok ya dedim yazının ilerleyen paragraflarında bu duruma özel de bir bahis var.onda kullanırım tam.
yahu ne anlatıyorsun be kadın dıy dıy dıy .okuyoruz bir halt anlamıyoruz diyorsunuz.duydum duydum.inkar etmeyin.sabırsız naciyeler sizi:)
bursayı sevmediğimi neredeyse her bir fırsatta yazıya döküyorum malum.içimin bir türlü ısınamadığı bu şehri sanki tam tersi hayranıymışçasına ezberime alıyorum gün be gün.gitmediğim dağı taşı kalmasın diyerek burnumun uzandığı her m2sine adım atmışlığım vardır.cumartesi günü o adımlardan ne adımı devri alemden birini yaşadım.ama ne.
iş yerinden arkadaşımız ev almış.hayırlı olsuna gitmek için 20 kişi sözleşmiş.ta 1 ay önceden ev sahibi hatun arayıp davet etmişti beni.sözüm söz dedim.o gün kızı da oğlanı da sattım babalarına.bindim metroya.1 saat sonra buluşma yerine vardım.dikkatinizi çekerim buluşma yeri diyorum ev demiyorum:)asıl macera bundan sonrası.toplamda nezaketen 20 sayısına ulaşmamız gerekliyken 6 sayısına ancak tekabül edebildik.
"hayret yani "dedim "bu hatun bir tek beni mi aradı".
"yoo" dediler "herkese 1 ay önce haber vermişti zaten".
"bu sabah hadi gelin deseymiş zaten 5-6 kişi toplarmış yazık ya" dedim.çok kınadım pek ayıpladım.
buncağız kadınla ikinci vasıtaya ,otobüse geçtik.grup liderimiz olan ev sahibesinin en yakın ve güzide dostu nuray çok yakın yerde oturduğunu,öyle çok fazla yol gitmeyeceğimizi söyledi.ilk başta inandım.sustum.lakin suskunluğum asaletimdendir lafını yemem gerektiğini BURSA 20 Km yazısını görünce anladım.zaten gırgır şamata halinde tam bir öğrenci otobüsüne çevirdiğimiz ortama ;
hani yakındı,nereye gidiyoruz biz,karacabeye ne kaldı,bak balıkesir sınırı yan taraftan geçiyor,kızım ev alacak başka yer yok muymuş,etrafta bina namına bir şey yok nereye gidiyoruz biz,alooo sana diyorum nurayy şeklinde iğnelemeler yaparak yeni şamatalar ilave ettim.
şen kahkahalar sessizliği yıldırım gibi yararken karşımda oturan teyzeyle göz göze geliverdik.içinden türlü nameler saydığı besbelli olan bu yaşlı kadın ,sabırla susmamı bekliyordu eminim.ben zincirlerinden daha 1-2 saat önce sıyrılmış bir anne aslandım.bugün gülme,geyiğe doyma ve hatta zıvanadan çıkma günümdü.kafamı çevirip gırgırıma devam ettim.en son inmeden önce"nuraaay sana diyoruum kızım ne manyak yere geldik biz,neresi burası"diye bağırınca teyze yüzüme çok pis bir ifadeyle bakıp artık son noktayı koyayım dedi herhalde;"kızım burası göçmen konutları".???!!!!!hımm sağol teyzecim dememle arabadan inişimiz aynı saniyelere denk düştü çok şükür.benden nefret ettiğine hatta bir kaşık suda boğmak isteğine son derece saygı duyuyorum zira onca lafıma insan değil taş olsa çatlardı:)
indik .evden çıkalı tam 1 saat 35 dk olmuştu.biraz yürüyüp ev varıcaz namesine inanmış gibi yaptığım nuray,yolun uzunluğu münasebetiyle benimle geyiğin belini kıran,dilhun ve gamze.yahu bu kadar mı gülünür,bu kadar mı kahkaha patlatılır.sessiz kalma haklarını kullanan yeni atama bir hatunla ,az ve öz konuşma sevdalısı halimemiz konu mankenliğini üstlendiler farkında olmadan:)))
hani normalde şehir içlerinde mahalle aralarında kalan trafolar vardır ve onlar boyanırken bir nevi mahallenin uzantısıymış havası verilip ev biçiminde resmedilir.işte hala düşündükçe güldüğüm şeylerden birisi de bu oldu.evet burada da trafo var.ama resmediliş şekli bambaşka:)mavi bir gökyüzü bembeyaz kuşlar.aha dedim aha gördünüz mü,belediye bile farkında kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olduğunun burasının :=))
yürüdük babam yürüdük.iki dirhem bir çekirdek dilhunumun başına bir şey gelmesinden epeyce endişe ettim.hatun benden yaşça epey büyük lakin endam,poz yerinde.güldürme eşek beni,bak kim vurduya gidicez dedikçe ben laf üretmekten vazgeçmedim.yokuş yukarı çıktığımız epey ıssız bir yerdeki tabelaya koptum bu kez."bilmemne inşaattan 4000 konut projesi".Allahın dağına kim konut yapıyor yaw,hadi yapıyor niye 4000 tane yapıyor,40 değil 400 değil valla inanılır gibi değil dedim de dedim:)epeyce dağ havası soluduğumuzdan bana artık dağlık bir arazi hissiyatı veren bu yerleşim yerine havuzlu site bile kondurmuşlar.o havuzu görüp çığırtkanlık yapmamak olmazdı:)
"kızlaaar tektonik göl bulmuşlar burada,müteahhit yakalamış ,etrafını düzenlemiş,bir de site yapmış berisine adını SUKÖY koymuş iyi miii"
koptular tabi:)
az ileride MEGARON sitesi adını görünce bayıldım en çok.
"işte" dedim "bunu yapan laz."
"niye ki" dediler."yaww burası dağ taş bayır çayır .transformersı belli ki burada çekmişler.lazın biri de hatırası kalsın diye siteye en büyük iyilik robotunun adını vermiş.saf ya T harfini eksik koyup megatronu megaron yapmış besbelli:))"
hani derler ya yediğin içtiğin senin olsun görüp gezdiğini anlat.tam 2 saatin sonunda ulaşabildiğimiz arkadaşın evinde yediğimi anlatacak uzunlukta blog sayfası tahsis edilmedi daha:)nasılsa gidiş-dönüş harcanan eforla eriyecek sebebiyle kimse yediğinden geri durmadı.hem izzet ikram alayına muhteşem hem de bursanın bunca ucundaki bir ev olmasına rağmen dekorasyon olsun,plan olsun arkadaşımızın yaşadığı ev pek zevkliydi.
13 aydır evde tıkılı kalmamın,çoluk çocuk bakmaktan gözümü açamayışımın acısını işte o cumartesi günü çıkardım ben.ve iyi ki tek başıma gittim.6 saat sadece kendim için mutlu ,kendim için neşe kaynağı oldum.gülmeye doydum,doydum,doydum.darısı kalan ömrüme ve daralan tüm bebiş sahibi annelerin başına inşallah.
***ev sahibemiz olan tatlı bayan yazımı yeni okumuş ve önceki başlıktan dolayı epey üzülmüş.kalp kırmaktan kaçındığım halde o tatlı arkadaşımızın içini karartmış olmaktan derin bir üzüntü duydum.o yüzden eski başlığı kaldırdım.umarım ve diliyorum ki beni affeder:(
Allah tependen baksın e mi? hahaha.. öldürdün beni.. ama iyi gelmiş besbelli.. yazı pek coşkulu ve enerjik:)
YanıtlaSilKendimi sesli gulmemek icin zor tutuyorum. Cihan uyuyrda :) Kiz Sevgi cok komiksin :) Tektonik gol, ve dag havasi bitirdi beni.
YanıtlaSilayol sen çok yaşa.bütün esprileri bu yazıya mı sakladın ? güle güle hal oldum
YanıtlaSilyaz sekerim ellerin dert görmesin diyorsun ama insan gülmekten baska ne yapabilirki? ben sag salim vardiginiza ve geri döndügünüze sevindim,evin resimlerinide koysaydin keske merak ettik simdi...
YanıtlaSilÖldüm gülmekten. Lakin Bursalı birilerinin canı sıkılmış olabilir benim bunca gülmeme. :)
YanıtlaSilBursayı severim ben.. Bursalı olamsam da..
YanıtlaSilBir an hiç varamayacaksınız sandım.Şükür gidip dönebildiniz.Ne mutlu :)))) allah güle güle oturmayı nasip eetsin aynı zamanda şehir dede ev nasipe der inşallah...
YanıtlaSilalemsin Sevgiciğim , hep gülersin inşallah...
Sen gülünce bizde gülüyoruz ( bak bende nasiplendim )
kızlaaar gülmenize, güldürebilmiş olmama çok sevindim.gerçi ben saatlerce güldüm o gün ama hepsini yazsam size yazık olurdu .kahkaha atmaktan çatlardınız maazallah:)))
YanıtlaSilYaramış sana bu gezinti hem güldüm hem okudum Allah iyiliğini versin:))))
YanıtlaSilhakikaten yediğin içtiğin senin olmuş. gördüklerin bana bir hafta yetecek türden.
YanıtlaSil20 kişilik ikramı 6 kişi hüplettiniz di mi :) ee dönüşe de enerji lazım:) hakkınız
çatladım gülmekten. bu arada o arkadaşınız işe gidip gelirken hergün o yolu mu katediyor?
:))Ne kadar içtensin seeeeeeeeeen:)Güldürdün beni...
YanıtlaSilyürü be dostum:) o kadar hıyar mıyım sorgulamana öldüm:)
YanıtlaSilçok hoşsun hatun, iyi gelmiş sana dağ havası :)
YanıtlaSilOtobüsteki kadın çok konuştuğun için değil de, kesin Bursa fanatiğiydi. Sen de bursaya salladığın için muhtemelen sana gıcık olmuştur. Yani öyle bi ihtimal olabilir dediydim hani..
YanıtlaSilBir de 4000 konutu dağın başına yapmamışlardır belki sadece tabelası ordadır diye savunma yapayım dedim de.. acaba neden itin öldüğü yere tabela koysunlar.. pff... :P
Bir ara eve ulaşamayacaksınız deyip umudumu kaybettim. Yolda epey eğlenmişsiniz ve sonuçta güzel bir gün olmuş senin adına sevindim bazen böyle kaçamak yapmak ne kadar iyi oluyor. Sevgiler.
YanıtlaSil