Ana içeriğe atla

Yanlış mı Anlaşıldım???

hani geçen gün yazdığım İtiraf Ediyorum isimli yazım vardı ya işte o ,pek çok anneyi üzmüş sanırım.hele ki işe dönüş aşamasında olup da birkaç blog gezineyim millet neler yaşamış bu yol üzerinde diyerek gelip benim yazımı okuma gafletine düşüp, kafaları bin beş yüz olmuş anneler bunlar.

benim ne denli dobra olduğumu bilmeyen kalmadı artık.ne yaşıyorsam ,ne hissediyorsam noktasına dek yazar yansıtırım.o gün gerçekten çökük olan ruh halim beni o denli dokunaklı bir yazı yazmaya sevk etmişti.misal şu an olsa yazar mıydım.hayır.çünkü hoş bir hafta sonu geçirdim ve pek de yorgun değilim.

benim şartlarımı birebir taşıyan anneler varsa içinizde asıl onlar okusunlar şu satırlarımı.

canlar;
ben bursa denen bu nemli şehirde yalnızları oynayan bir anneyim.daha önce yazdıklarımdan bilirsiniz.eşimin ailesi çok uzakta.hem yaşlı hem hasta insanlar.ve diğer tüm kardeşleri yine oldukça uzakta yaşıyorlar.herkesin çoluğu çocuğu ve işleri var.bize ayıracakları zaman dilimi birkaç gün ancak.öz annem 1,5 saat ötemde ,ancak yılda 1 yahut 2 kez gelir ziyaretimize.o da ya doğum yaparsam ya oğlum sünnet olursa ya şu ya bu.babam zaten ayrı bir bırakın postu kitap konusu.kendisine olan nefretim ilkokul yıllarımdan beri artarak devam etmekte.

neyse diyeceğim şu ki kardeşim zaten yok.o yok bu yok.biz dımdızlak yaşıyoruz buralarda.hastalandığımızda,ameliyat olduğumuzda hep kendi kendimize uğraş veriyoruz.şimdi 4 kişiyiz.gecenin yarısı birimiz acillik olduğunda 4 kişi çıkıyoruz sokağa.ne kızımı bırakacak güvendiğim bir insan var ne oğlum başka bir ailenin yanında gece geçirir.yıllardır dip dibeliğe alıştığından mı nedir;hiç kimsenin evinde halasının,amcasının dahi kalmadı bugüne dek:(

yalnızlığın yan denkleminde uzanan bir diğer sıkıntı şu ramazan günlerinde eşimin ve benim canla başla nöbet devralarak çocuk büyütüyor olmamız.oldukça yorucu ve yıpratıcı günler geçiriyoruz.bırakın bu ayın manevi tadını içimize çekmeyi adeta bu ayın bir an evvel geçmesini bekliyoruz.eşim gece sahur,sabah 7 de ayşenin nöbeti derken yamuk bir halde geziniyor.ben eve dönünce ,onun o halini görünce kıyamıyor,mümkün olduğunca çocuklarla bir başıma uğraşmaya çalışıyorum.sağolsun eşim yine de yalnız bırakmıyor beni.

iş desen inanın lunapark ortamından bir farkı yok.eğlence anlamında demedim.kargaşa ,curcuna had safhada.açık ofis tarzı bir salonda 8-10 kişiyle çalışıyoruz.birkaç densiz insan sayesinde her günümüz yalnız benim değil hepimizin kabusa dönüyor.ilkokul mezunu ,orta okul mezunu,lise mezunu ve üniversite mezunu insanları aynı odaya tıkarsan ve üstüne üstlük beylerin çoğusu "hanım çalıştırmazgillerden" olursa yaşadığımız münakaşaların,iç çekişlerin haddi hesabı olur mu hiç.

üstüne üstlük ben yaptığım işten ziyadesiyle nefret halindeyim.beni yakinen tanıyanlardan ve üç beş gün dahi olsa oturup kalktığım insanlardan duyduğum sözler hep aynı ;"sen böyle bir yerde çalışacak insan değilsin".gerçekten öyle.bir yazı yazmıştım neredeyse 1 yıl önce.orada neyi neden istediğimi açık açık yazdım.meraklısı buyursun.

işimden şu halde olsam da vazgeçme niyetinde değilim.hayat şartları zor ve yıpratıcı.herkes kendi sıkıntısında çırpınıyor.benim payıma düşenler bunlarmış.şükür.sağlığımız yerinde.ilerleyen yaşlarımda yükselmek,farklı noktalarda olabilmek ,öncelikle kendi ruhumu nirvanaya:) ulaştırabilmek için çalışmak zorundayım.evde oturan sevgi değil çalışan sevgi ancak mutluluğa ulaşacak.buna eminim.belki zamanla erkendi,belki şartları fazla zorluyorum.bilmiyorum.ama bildiğim tek gerçek 40 'lı yaşlarımı yaşarken elimi attığımda cebimden rahatça para çıkarabildiğim,sorduklarında şu işte şu görevdeyim diyerek gururlanabildiğim  bir hatun olmalıyım ben.ve yüzü hala beşlik simit gibi gülen,yetişmiş çocuklarını şevkle koluna takabilen gezen tozan bir sevgi.

tüm bu yazdıklarımdan şunun anlaşılmasını diliyorum.benim şartlarım ,içinde bulunduğum hayat zorluğu asıl beni yoran.yani işe döndüm ,niye döndüm ki değil mesele.birleşip kocaman bir çığ yumağına dönüşen sıkıntıların esareti ,işle birleşince yer yer beni yıkıp derbeder ediyor meselenin özü bu.

içinizde bu satırları okuyup da "aaa aynı ben "diyen varsa oturup ağlasın benimle:)))yok eğer anlattığım şartlar,durumlar sizin hayatınıza yakından uzaktan benzemiyorsa ne takıyonuz yalova kaymakamına:))hoş artık o bile kalmadı.

güzel pazartesiden ferah dolu sevgiler ve gülücükler herkese...

Yorumlar

  1. Şekerim,
    11 yaşında bir kızım var..Kızımın bebeklik aşaması oldukça berbat geçti..Acemi bir anne, çalışan bir kadın, yorgun bir kadın dönemleri oldukça zordur..Kızım 1 yaşında iken işten ayrılmak durumunda kaldım, ağlayarak..İşten çok kızımın bana ihtiyacı vardı, büyüme aşamasında maddi sıkıntılar gereği durumlar değişti tabiî ki..Kızım, 3 yaşına kadar bir fiil ateş , boğaz enfeksiyonu , sık sık burun kanamaları şikayetleri nedeni ile hastanelerde geçti ömrümün bir kısmı..3 yaşına kadar 2 ameliyat geçirdi kızm..Mız mız bir bebekti prensesim akşam ağlar, ertesi gün uyurdu..Sonra bir baktık 2 yaşına doğru çocuk yürümekte zorluk çekiyor, sık düşüyor, koşamıyor..Doktora götürdüm, ayak bilekleri ve ayak tabanı ile ilgili bir problemimiz olduğunu söyledi doktoru..6 yaşına kadar özel ayakkabı giydi kızım ve günlük fizik tedavi hareketleri vardı..Hadi kızım bale yapalım deyip onları yaptırdık hep..Küçük bir çocuğun süslü ayakkabılar , terlikler istemesi , başka çocuklarda görüp beğenip de alamaması çok üzücü bir durum gerçekten ki şu anda gözlerim doldu..Bahsettiğim doktorlar, tedavi sürecleri vs.vs. ciddi bir bütçe ister..Bu konu ile ilgili çok doktorlara , proflara gittik..En sonunda dediler ki tamam artık özel ayakkabı kullanmayacak..Büyüdükçe ayağındaki problem iyileşti..Ara sıra ayaklarım ağrıyor dediğinde eşim ve ben oldukça endişeleniriz..Neyse kızım 5 yaşındayken Sonra tekrar atıldım iş hayatına ..Acımasız ve rutin..Senin yazdıkların ki gibi..Yani diyeceğim şu ki bir gün gelecek benim gibi yorulmuş annelere anılarını anlatacaksın..Çocukların boyun kadar olacak..Arkadaş gibi gezeceksin..
    Bende güzel günler diliyorum sana
    Sevgiler..

    http://mutemadyen.blogspot.com/2011/08/benimle-oynarmsn.html

    YanıtlaSil
  2. Seni o kadar iyi anlıyorum ki anlatamam.yalnızlığın kabuk bağladığını an be an hissediyorsun.Bazen içinde feryatlar yükseliyordur yok mu sesimi duyacak bir can diye...Tam o noktadayım ben ,inan bana yine de şanslısın ...Dört kişisin ,senis even eşin var...Yine şanslısın herkesten uzaksın...
    ben durumumu anlatsam inan şaşarsın...
    Ben kalabalığın içinde yapayalnızım hem de en başından.Sırf başım açık diye neler yapılamdı ki bana.Hem bana hem anneme.Aynı apartmandayız 39 derece ateşle yapttığımda 2 gün aç kaldım , bir tabak çorba getirenim olmadı.Kocam beni acile kaldırıyordu annesi gelmiş hangi nevresim güzel diye soruyordu.Yağız a hamileyken aylarca yattım ve bana sadece arkadaşımın kaynanası yardım etti..En garibi ne biliyor musun bunları yapan insanlarda yüz yok hala utanmadan suratıma bakıyorlar..Hayattaki en büyük korkum İstanbul da hastanelik olmam , ne bakacak ailem var ne eş ne dost.Ancak zimirden ailem gelirse ayağa kalkarım.Beni bırak Yağız a bile doğru dürüst bakacak akraba yok..Hem de üstümüzde oturmamıza rağmen.Bir gün bıraktım babaannesine sabahtan akşama kadar kahvaltı ile tutmuş.Çorba yapacak vakti olmamış..
    Kurmuşuz kendimize bir dünya yaşamaya çalışıyoruz bloglarda.Burada birbirimizi anlıyoruz , dinliyoruz.Belki çok uzağız ama sesimiz ulaşıyor...Kırk yıldır tanışıyor gibi dertleşiyoruz...
    Kırklı yaşlarında inşallah dilediğin herşeye sahip olursun ...hem de daha önünde uzunca zaman var , bu zaman diliminde herşey değişir olumlu yönde .
    Hayat yinede güzel ,elimizdekilerle bile diyorum ( kandırmaca mı bilmiyorum ) öpüyorum canım.Sağlıkla ve çocuklarınla olasın :)))

    YanıtlaSil
  3. sadece allah kolaylık versin size ve eşinize diyebiliyorum.
    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. ben de yıllar önce çok sevdiğim bir işim olmasına rağmen iş mi çocuk mu yol ayrımını yaşayıp çocuk tarafına geçenlerdenim ,üstelik benim annem seninki gibi 1,5 saat değil sadece 5 dakika uzağımda.Bizde her işi birlikte yapıyoruz ,büyük kız okula bırakılacak küçüğümü uyandırıp uykusundan okula ,doktora gidilecek bu defa baba da yanımızda ,zor tabi Nasrettin Hocanın dediği gibi "damdan düşenin halini damdan düşen bilir"
    Umarım her şey gönlünce olur ,kolaylıklar diliyorum...

    YanıtlaSil
  5. Sevgicim,
    İşimiz zor ama şükredecek o kadar sebebimiz var ki.En büyüğü sağlıklı çocuklar.Düşünsene ömrünü hastane hastane gezerken geçirdiğini.Çocuklarının ve hayatın tadını çıkaramadığını.
    Bugünler geçecek ve biz sonuna kadar hakederek mutluluğun tadını çıkaracağız.
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  6. Ahh ahh ne diyim üç aşağı beş yukarı aynı hallerdeyiz.Zor zahmet bir düzen tutturdum bende yalnızlık içinde benimki kreş yaşına geldi okul mokul ama geçenlerde iş yeri uzağa taşında herkesler bana işi bırak evine dön dediler.Dışardan bakıp küt diye atıp tutmak çok kolay başın sıkışınca koşup gelip destek olan yok.Herhangi bir hastalıkta bir başımızayız nöbetleşe izin alıp çocuk bakıyoruz,acillerde sabahlıyoruz ama yinede hamdolsun gidebildiği yere kadar da gitsin bu iş meselesi.Hele ki sen devlettesin bence her türlü imkanını sonuna kadar zorla derim. böyle bir didinmenin içinde benim sana tavsiyem tüm izin rapor şu bu bittikten sonra temiz zararsız bir bakıcı bulman hem sana,hem eve hem ruhuna hem kızına az biraz daha büyüyene kadar destek olabilirse yükünü baya bi almış olur.Maddi olarak yük gibi geliyor belki ama getirdiği rahatlamaya değiyor bence..

    YanıtlaSil
  7. mütemadiyen,öncelikle o geçen sıkıntılarının MÜTEMADİYENsenden uzak olmasını dilerim.inanılmaz zor bir hayat yaşamışsınız.hep derim sağlık en önemlisi diye.neyse ki şimdi iyisiniz.çelik gibi yürek lazım anne olmaya.bilinmez bir güçle başarıyoruz bunu.en iyi örneklerinden birisin sen.ufaklığı öperim.seni de.

    YanıtlaSil
  8. ilknur;fazla yazmıyorsun sen bu mevzuları ya da hiç mi demeli.şimdi daha bir anladım seni.düşünüp duruyorum bu kız ne diye izmirde perişanlık çekiyor diye.hem kaynanayla aynı binada ol hem yoklukları yaşa.Allaha havale et güzelim.senin de çilenin adı buymuş.ha ben olsam çıkar giderdim onların yanından.çekmezdim eşim de acayip ters yapardı kendi ailesi de olsa.tabi şartlar önemli.dilerim okulun biter bitmez atanır ve başka bir diyara göçersiniz.kimseye de eyvallahın kalmaz o zaman.

    YanıtlaSil
  9. asortik;mailin çok heyecanlandırdı beni.her daim beklerim.

    ömür;yalnız olmadığıma sevinemiyorum.aynı dertleri yaşayanları duydukça anama olan hayretim azalıyor ama kinim büyüyor niyeyse.off nasıl insan bunlar nasıl yaaa.sabırlar diliyorum çeken herkese.

    yaruze;çok şükür sağlıklıyız.o da gitse biteriz heralde.gerçi kendi payıma belimdeki fıtık arada depreşen migren dışında mühim olan oğlanla kızın sağlığı diyorum.geçecek bu günler ve biz güzel günler göreceğiz güneşli günler.

    YanıtlaSil
  10. kraliçe;akıl vermeyi seven milletiz yardım desen herkesin işi var.en iyi akıl saçma da gelse kendi aklın.kendi kararında sabırlar diliyorum.
    bakıcı sorunu var bizde.eşim bakıcıfobik adeta.yok diyor.kreşe yollarım bakıcıya vermem.dediğin gibi memuriyetin her imkanını kullanıp ara bir izin yapmayı düşünüyorum.sonrası kışa kreş gözüküyor.hayırlısı hepimize.

    YanıtlaSil
  11. Eşim gerekli tepkileri verdiği için bana pek gerek kalmıyor.Ama babası biraz daha farklı ,eşim ona saygısından taşınmıyor yoksa biran bile durmaz.Eşimin işinde tayin olsaydı keşke . Olaylar hararetlendiğinde İzmir de iş baktık ama olmadı. ama eninde sonunda oradan taşınacağım ve hayat o gün benim için bayram olacak ..
    Sitemde yazamıyorum , hep kısır kalıyor duygularım yaşadıklarım , eşim saolsun sitemi duurmadık insan bırakmadı .okudukları için bile sıkıntı çıkarabiliyorlar .Bazen eşim üzülüyor yazdıkalrıma veya ima ettiklerime bende o yüzden yazmıyorum.Ama bir yazsam dağlar taşlar dile gelir ...Neyse başını şişirmeyim gülüm.Bunları yayınlama istersen , insanları yormayım yazdıkalrımlar..Öpüyorum canım :)

    YanıtlaSil
  12. Çocuklar büyüyecek, kuvvetle, sağlam basacaklar ayaklarını yere; Zaman geçecek, eskiler unutulacak, acılar silinecek yavaş yavaş... Sağlık olsun yeter ki... Hepiniz iyi olun.

    YanıtlaSil
  13. ilknur;duyan bilen çok olunca blog açmanın tadı kaçıyor evet.en iyisi az ve öz insanın bilmesi.arkanda eşinin sağlam duruşu harika.o öyle durduktan sonra kenetlendikten sonra kapatırsın kapını açarsın müziğini boşverirsin.inşallaaaaaaaaaaaah tez zamanda evini barkını uzaklara taşırsın canım.

    YanıtlaSil
  14. görkem;geçecek geçecek geçecek.neler neler geçmedi ki değil mi.sabırlar tüm çileli annelere.

    YanıtlaSil
  15. ahhhh arkadaşım ahhhh....biz birbirimizi anlıyoruz da yakınımızdakiler anlamıyor...:( bazen hayat daha da zorluyor...biraz hasar alıp atlatıyoruz çok şükür...az daha sık dişini...sabır...zaman gelecek bir bakacaksın herşey nasıl rayına oturmuş...ömürden geçiyo evet ama Allah işimizden etmesin, yavrularımızın eksikliğini vermesin...öperim..

    YanıtlaSil
  16. Bazı yerlerinde yazının ah evet benim hayatım dedim ben de. Hepimiz bir şekilde hayat mücadelesi içinde istemediğimiz yerler, istemediğimiz insanlarla çalışıp, hayatı yükleniyoruz. Ama olsun yazıyoruz, paylaşıyoruz ve rahatlıyoruz. Bu da bizim şansımız olmasın mı? Olsun bence:)

    YanıtlaSil
  17. hiç bir yol yok ki gül bahçesine giderken diken batmasın bakıyorum herkesin var sıkıntısı yazdıkları yada hasır altı ettikleri senin dediğin gibi sen dobrasın anı yaşayıp anı yazıya döküyorsun.boşver nasıl hissediyorsan yaz yoksa bu biz kendimiz olamayız ki.
    inşallah umdukalrına hayallerine kavuşursun.kolaylıklar dilerim

    YanıtlaSil
  18. sevgim şekerim biliyorum sen beni bekliyorsun Bursa'da:)) benim eksikliğimi yaşıyorsun. Allah kısmet eder de ben gelebilirsem ve biz sonunda o Kent Meydanı D&Rda görüşebilirsek anlayacaksın neden böyle dediğimi. çok şükür aile sıkıntım yok ama farklı şehir yalnız sıkıntısı çeken bir ekonomistle görüşeceksin.. ama aşçı ekonomist:) öperim seni çok çok. biz hepimiz anlıyoruz seni, tanıdık ayol şurda seni dobra can:)

    YanıtlaSil
  19. dilek;sen de uzak iklimlerde olmanın ızdırabındasın.dönsen gelsen çok rahat edeceksin inşallah.bir de bebiş koydun mu yoluna ohhh mis gibi 2 sen de öyle çalışmazsın artıkın:)

    aslı;iyiki yazıyoruz.içimizden taşanlar başka türlü bir şekil alıp öfke nöbeti haline dönüşebilirdi aslında.yazabilmek,anlatabilmek ve en güzeli anlaşılıp kendine benzeyen insanlar olduğunu görebilmek gerçekten rahatlatıyor.iyiki varsınız yaaaa.

    birgül;hasır altı ettiğim dönemler oldu o zaman başka bir hale bürünüyor bünyede.misal ben ciddi gastrit hastasıyım.üzül üzül at içine çok kötü.yazıyoruz paylaşıyoruz ne güzel.sağol iyi dileklerin için.

    bördiiiii;ahh nasıl anladın:)sensiz kaç kez gittim dienarlara kaç kez okuyamayacağım sayıda kitap izleyemeyeceğim çoklukta film aldım biliyor musun:))))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yaz şekerim ,ellerin dert görmesin:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlilikte Huzur:)

"Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu,  ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca  hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın  günü iyi geç ......memiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca  mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de  benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.  O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı  hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.” Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de  fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sorm

Biricik Gelinime Mektup

canım gelinim; seni şimdiden özledim.ne kadar şanslısın ki böylesi çatlak,patlak ,yusyuvarlak bir kayınvalide sahibisin.umarım senle tanışıncaya kadar dairesel ölçülerimi keskinleştirmiş oldukça kemiksi bir yapıya kavuşmuş olurum.yok eğer hala üç iks larç bir hal görürsen bünyemde sakın yüzüme vurmayasın zira bu benim barışmaya çalışıp ta bir türlü uzlaşamadığım tek uyuz yanımdır. umarım sarı saçlı ve kahverengi gözlüsündür.eğer değilsen en acilinden röfle yaptırmanı umuyorum.malumun üzere oğlum kendisi çiğ bir sarı oğlan olmasına rağmen saplantı derecesinde sarışın hastası.şükür ki yapay sarışınlığa da prim veriyor.es kaza sarışın olup da bir anda saçını kızıl mızıl yapayım demeyesin.kapının önüne konman an meselesidir.şahsen bu mealde kovulmanın eşiğine gelmiş bir ana olarak,bu sana naçizane bir dost uyarısıdır:))) güzel gelinim;oğlumu sevip aşık olmak gibi bir gaflete düştüğünün farkındayım.ee napalım gönül bu tabi ota da mota da hesabı:)kaşına mı gözüne mi hayran kaldın bilem

KREŞ

Evet ben işe kızımsa kreşe başladı. içimin burukluğu birazdan okuyacaklarınız olmasa kat be kat olurdu eminim.ve ben buruk muruk değilim esasen.iyi bile sayılırım. yıllar önce oğluş 3,5 iken (şimdi 10 yaşında) evimize hem yakın hem o yaşa göre uygun tek kreş vardı.o da şimdi kızımı verdiğim kreş.bina,yer aynı ama sahipleri tamamen değişmiş.bu durum beni rahatsız etse de yine tıpkı oğlumda yaşadığım lokasyon ve yaş sınır aralığı burayı bir daha seçmeme sebep oldu.ve iyi de oldu. gencecik ,çok candan bir öğretmenimiz var.grubundaki çocuklar hep benzer aylarda.20 aylık 18 aylık gibi.toplam 8 çocuk var sanırım. babamız öğretmen olduğu için 15 tatili fırsat bilerek ben işe dönüş yaptım kızımı da yarım günlük süreler halinde kreşe alıştırmaya başladık.bugün 3. gün ve gidişat umduğumdan da güzel . öğretmenimiz  çok hoş bir yöntem seçmiş.bir defterimiz var .her gün çocuğun gelişimi ve o gün yaptıklarıyla ilgli notlar tutuyor.ve yine her gün çocuğun çantasıyla eve gönderiyor.böylece a