Ana içeriğe atla

felek bir gün salakken

Sony Ericsson W580i
bazen diyorum hakkaten acayip saf biri oluyorum.hiç olmayacak bir şeyi yapabiliyorum.ne gibi derseniz şu gibi.

oğlanla her zamanki gibi yine bir ağız dalaşı içersindeyken ayşenin umursamaz çığlıkları yükseliyordu geçen gün.oğlum da anası gibi geç ikna olan cinsinden.ayy yeter daralttın beni derken elimdeki cep telefonunu nasıl olduysa bari o sussun diyerek kızımın eline veriverdim.bu arada münakaşaya devam ediyoruz ana-oğul.neden sonra kafamı çevirdiğimde -ki bu yaklaşık 3-4 dk ya tekabül ediyor-ayşemin telefonu afiyetle yemekte olduğunu ve tüm salyalarını zavallı elektronik aletime akıtmış olduğunu farkediverdim.

telefonu ani bir hamleyle elinden alıp ekrana bakmamla dünya başıma yıkıldı.ekran görüntüsündeki resim tıpkı fotoğraf negatifleri gibiydi.tuşlar ıpıslaktı ve her basışta alakasız yerleri açmaktaydı.allah kahretsin naptım ben deyişimle ,oğlumun "salaksın anne sen"  cümlesini işitmem bir oldu.evet salaktım.

hemen banyoya koştum.saç kurutma makinesiyle telefon neredeyse sıcaktan tutulamayacak hale gelene dek kurutmaya çalıştım.sonuç daha da kötüleşti.ekran hepten karardı.tuşlar işlemez oldu.

aklıma nasıl geldiyse hem bataryayı hem sim kartı  ıslak telefonumdan çıkardım.mantıklı bir çözüm üretmeye çalıştım bulamadım.saçmalardan seçmeler misali aldım bir de kalorifer peteğinin üzerine koydum.mübarek sanki iç çamaşırı da yarım saatte kuruyacak.akıl küpü olsa çatlardı karşımda.tüm bu telaşlarım boyunca oğlumun bitmez tükenmez çenesine tahammül ettim.o konuştu ben ağladım.alt tarafı bir telefondu evet ama benim en çok sevdiğim telefonumdu.özene bezene almıştım.rengini bulabilmek için neredeyse bütün Bursayı dolaşmıştık eşimle.üstüne üstlük bloga koyduğum tüm resimleri ceple çekiyorum.yeni bir cep almak için ekstra bir harcama yapacak durumda bile değiliz,malum aylardır maaş almıyorum.

birden aklıma internete bakmak geldi.bu tarz olaylar yaşamış birileri varsa muhakkak fikirlerini deneyimlerini yazmışlardır diye düşündüm.şükür yanılmamışım.bir dolu site gezip bilgi manyağı olana dek okudum.yazılan önerilen ne varsa yaptım.aslında yapmamam gereken şeyler  de varmış meğer .asla saç kurutmayı çalıştırmamalı ve düğmelerine kesinlikle basmamalıymışım.yüksek sesle bir kez daha salaksın kızım sen dedim.ne diye okumadan iş yaparım anlamıyorum.iş işten geçti mi acaba derken yapmam gerekenleri okuyunca bir bir denemeye koyuldum.

/1 ltlik bir kavanoza ağzına kadar pirinç doldurdum
/telefonu kapattım.zaten içindeki pili ve sim kartı çıkartmıştım.
/telefonu pirinç dolu kavanozun içine dikey biçimde yerleştirdim.ve dışardan bakılınca asla görülmeyecek şekilde pirincin içine gömdüm.kavanozun kapağını kapatıp mutfak rafına koydum.
/5 gün süre boyunca beklemeye başladım.

kaçıncı gündeyim hımm bugün 4 gün oldu.ama ben meraklı melahat duramadım tabi.2. gün açıp baktım.bataryayı ve sim kartı takıp cebi açtım.sonuç şaşırtıcıydı.ekranda çok ama çok az bir karaltı kalmış.düğmeler,tuşlar sapasağlam çalışıyor.ancak daha hiç kimseyle görüşme yapmadım.o kadar kurcalamak istemedim.tekrar zımbırtıları söküp kavanoza yerleştirdim.sabırla bekliyorum bakalım.inşallah düzelir de sonucu sevinçle burada paylaşırım.

aynı günün akşamı eve gelen koncama durumu anlatmak inanılmaz zor geldi .zaten ne kadar üzgün olduğum yüz ifademden belliydi ve fazlaca bir tepki vermedi bu yüzden.sadece nasıl böyle bir akılvari davranış sergilediğimi anlamakta güçlük çektiğini söyledi.bu laf yeter adam olana zaten.şıp şıp damlalar düştü gözümden dayanamadım.o benim en çok sevdiğim oyuncağımdı.eşim de bunu çok iyi bilir.halime o da üzüldü.
canım boşver daha iyisini alırım sana,üzme kendini olan olmuş dedi.ben de bu lafı bekliyordum ya içten içe :)çok iyi bir adamsın sen diyerek sarıldım boynuna:)az değilim ha:)her ihtimale karşı yeni cep modellerine de göz atmıştım sabahtan.şu var şu da var,bir de şu var diye diye anlattım almayı düşündüklerimi.hem güldü hem tamam alırız dedi napsın.ayy iyi ki varlar ,olmasalardı kime yapardık nazımızı di mi ama:)

bu yazının ana fikri şudur kısaca;
cebine güvenmeyen ,
cebine mukayyet olsun;
kocaya yaslanmazsan ,
bil ki madara olursun:))))))))))))))))))
*************************************************
FLASH FLASH FLASH:bugün 5. gün ve telefonumu pirinç kavanozundan çıkarttım.bataryasını ve sim kartını taktım.açma düğmesine bastım.nırının nırının nırınınııııın efeett olay bu olay buuu.sonuç muhteşem olmuş.telefon sapasağlam.eşimle ve bir arkadaşımla sohbet de ettim.test ettim onayladım.bu mudur efet budurrr:)

Yorumlar

  1. Allah Allah pirinç içinde bekletme nasıl işe yarıyor? Bir de bunu kim bulmuş "dur birde pirinç kavanozuna koyayım cep telefonumu" mu demişler...

    YanıtlaSil
  2. :))bunu bulan bir matematik profesörüymüş.kaç site gezdiysem bu fikri yazmışlar.zaten hemen her yazan deneyip tavsiye niteliğinde yazmış.inandım ben de denedim.sonuca ulaşayım,o zaman ben de emin olacağım
    :)

    YanıtlaSil
  3. İlahi Sitare, hiç güleceğim yoktu, sen çok yaşa:))
    BU pirinç fikri bana tuzun nemini almasını hatırlattı, ordan esinlenmiş olmasınlar:))

    YanıtlaSil
  4. hakikaten güldürdün ya. koncalar ahh olmazsa olmazlarımız ,Mevlam yokluklarını göstermesin.
    pirinç testinin sonucunu merakla bekliyos

    YanıtlaSil
  5. sonuç bölümündeki mani süperdi..
    senin oğlunla benim kızım aynı yaştalar.benim kızda senin oğlan gibi benimle çok tartışıyor.ön ergenlik buhranları deyip sabrediyorum .
    pirinç meselesini öğrendiğimiz iyi oldu.herkes böyle bir durum yaşayabilir.aklımızda olsun...

    YanıtlaSil
  6. :)
    pirinç olayını 10 gün önce babamın telefonu suya düşşünce netten öğrendik bizde ama yaptık mı? yapmadık ve de seni okuyunca pişman olduk mu? pişman olduk çünkü telefonun iki katı para istediler yapsınlar diye ki garanti bitmesine 1.5 yıl var dolmasına.şimdilik rafa kalktı malesef:(

    YanıtlaSil
  7. ayy çok güldüm walla :) aferin enişteme..

    YanıtlaSil
  8. dostlar pirinçle süren sabırlı bekleyişim bugün neticelendi.yazımın sonuna bir bakıveriniz.

    YanıtlaSil
  9. Bir yaşıma daha girdim,ey tabiat ana sen nelere kadirsin :))

    YanıtlaSil
  10. Koptum yaaa:))) Pirinç kavanozu bir yandan yazının ana fikri bir yandan güldürdün beni...

    YanıtlaSil
  11. Cok sasirtici bu pirinc olayi...Basima gelirse denerim..

    YanıtlaSil
  12. Prinç haaa...vay beeee:) 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi:)

    YanıtlaSil
  13. Vayy bee yonteme bak ama. Supermis. Keske bunu bana 6 yil once soyleseydin. Tuvaletin deligine dusen telefonumu kurtarirdim :))

    YanıtlaSil
  14. tam ay inanmıyorum vakası benim için helal diyorum
    aklımdaolacak bu pirinç kavanozu işi
    geçmiş olsun canım

    YanıtlaSil
  15. kendime gıcık kapıyorum,tıpkı şu anda olduğu gibi.siz bir dünya yorum bırakıyorsunuz,dönüp gelip iki satır cevap yazmaya eriniyorum.sevmeyin beni:)

    ayser;tam da düşündüğün gibi.tuzdaki nemi alan pirinç telefondakini de alır demişler:)

    neval;kızıyos mızıyos ama iyi ki varlar be ya:)

    özüm;ben de oğlan olduğu için böyle uzlaşılmaz bir çocuğum var diyordum .demek kız kısmısı da böyle.yandım ki ne yandım:)

    sezobigo;tühh bee.bilseydim blogu daha önce açar,kızı daha önce doğurur,cebimi daha önce eline verirdim.ahh bilemedim bilemedim:))

    fulya;ben ancak yeni gülüyorum.olay esnasında hiç gülemedim:)

    sedo;kaç oldun gı:)

    ballı;koptuysan yapıştıralım:)

    aslı;başına hiç gelmez dilerim.

    dilek;40 yıl bunu düşünene kadar başka bir şey düşün de vatana millete hayrın dokunsun:)

    tazecik;keşke ama 6 yıl önce telefonum bu olmazdı ve ben ondan kurtulmak için bahane bile arıyor olurdum:)

    mine;inşallah hiç lazım olmaz bu bilgi sana.

    YanıtlaSil
  16. Koştum geldim :)) ay diyodum bir çekim var bu kadınla aramda demek ki telefon çekimiymiş :)))bizim kuzu yemez öyle şeyler ama pirinç olayı aklımda bulunsun :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yaz şekerim ,ellerin dert görmesin:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlilikte Huzur:)

"Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu,  ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca  hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın  günü iyi geç ......memiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca  mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de  benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.  O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı  hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.” Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de  fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sorm

Biricik Gelinime Mektup

canım gelinim; seni şimdiden özledim.ne kadar şanslısın ki böylesi çatlak,patlak ,yusyuvarlak bir kayınvalide sahibisin.umarım senle tanışıncaya kadar dairesel ölçülerimi keskinleştirmiş oldukça kemiksi bir yapıya kavuşmuş olurum.yok eğer hala üç iks larç bir hal görürsen bünyemde sakın yüzüme vurmayasın zira bu benim barışmaya çalışıp ta bir türlü uzlaşamadığım tek uyuz yanımdır. umarım sarı saçlı ve kahverengi gözlüsündür.eğer değilsen en acilinden röfle yaptırmanı umuyorum.malumun üzere oğlum kendisi çiğ bir sarı oğlan olmasına rağmen saplantı derecesinde sarışın hastası.şükür ki yapay sarışınlığa da prim veriyor.es kaza sarışın olup da bir anda saçını kızıl mızıl yapayım demeyesin.kapının önüne konman an meselesidir.şahsen bu mealde kovulmanın eşiğine gelmiş bir ana olarak,bu sana naçizane bir dost uyarısıdır:))) güzel gelinim;oğlumu sevip aşık olmak gibi bir gaflete düştüğünün farkındayım.ee napalım gönül bu tabi ota da mota da hesabı:)kaşına mı gözüne mi hayran kaldın bilem

KREŞ

Evet ben işe kızımsa kreşe başladı. içimin burukluğu birazdan okuyacaklarınız olmasa kat be kat olurdu eminim.ve ben buruk muruk değilim esasen.iyi bile sayılırım. yıllar önce oğluş 3,5 iken (şimdi 10 yaşında) evimize hem yakın hem o yaşa göre uygun tek kreş vardı.o da şimdi kızımı verdiğim kreş.bina,yer aynı ama sahipleri tamamen değişmiş.bu durum beni rahatsız etse de yine tıpkı oğlumda yaşadığım lokasyon ve yaş sınır aralığı burayı bir daha seçmeme sebep oldu.ve iyi de oldu. gencecik ,çok candan bir öğretmenimiz var.grubundaki çocuklar hep benzer aylarda.20 aylık 18 aylık gibi.toplam 8 çocuk var sanırım. babamız öğretmen olduğu için 15 tatili fırsat bilerek ben işe dönüş yaptım kızımı da yarım günlük süreler halinde kreşe alıştırmaya başladık.bugün 3. gün ve gidişat umduğumdan da güzel . öğretmenimiz  çok hoş bir yöntem seçmiş.bir defterimiz var .her gün çocuğun gelişimi ve o gün yaptıklarıyla ilgli notlar tutuyor.ve yine her gün çocuğun çantasıyla eve gönderiyor.böylece a