Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

blog kardeşliğimizi görelim:)

şirin bir fikir attı ortaya yerden uzak.gören ,isteyen katıldı.neydi bu .ayakkabını giy ,resmini çek,mailİme yolla idi.sonuç neydi.o resmin yerden uzakın blog sayfasında arzı endam etmesi. ben yolladım,hiç durur muyum:)26. sıradaki ayak bana ait:))) şimdi diyor ki" bu arkadaşımız bu yaptığımız hareket bir sorumluluk projesine dönüşsün madem.ben ayakkabı firmalarına ulaşayım ,katılımın çokluğu nispetinde buralardan ayakkabısı olmayanlara,zor durumda olanlara bir kapı açalım."nerede diyor bunu ayrıntısıyla bir bakıverin. tık tık . ben çok beğendim bu fikri.zaten girişimde bulunmuş.ancak sayıca yetersiz bulmuşlar gönderilen resimleri.ne kadar çok resim o kadar ilgi alaka demişler anlayacağınız. eee ne diyorsun sen şimdi sitare diyenlere.alın elinize cep mi olur fotoğraf makineniz mi olur,dışarıda olanlar zaten hali hazırda ayaklarında pabuçları şipşak yapıp yollasınlar,evdekiler de bi zahmet giyip çekiversinler onlar da yollasınlar.hadi üşenmeyin hadii.nereye mi işte bu

PhotoScape

birkaç resim çektim.duramıyorum kuzum büyümeden ne yakalasam kardır diyerek.üç beş tane çektim.baktım genel görüntü hoş lakin bir şeyler eksik.yıllar önce oğluşumu böyle çekerdim habire.ya kucağımda ya karşımda güldürerek.hepsi cdlerde.birazı da albüm sayfalarında.şimdi sıra ayşe ezgimde.abimiz alınmıyor çok şükür.anne o çok minik onu çek sen diyor hep.yavrum ya.sanki kendisi lise çağındaymış gibi. ben farklı marklı aranırken başlıkta adını gördüğünüz programı buldum.indirdim,kullandım.lakin çözemediğim binbeşyüz ayrı teferruatı var.bilen varsa beri gelsin.aslında kullanımı pek kolay.hem de türkçe dili.uğraşmak, vakit ayırmak lazım.ilgilenenlere adres vereyim,bir faydam dokunsun bari. işte burası . üstteki resmi bu programla ,PhotoScape ile fotoşopladım.ama ama asıl yapmak istediğimi bir türlü beceremedim.alnımdaki sivilceler ,gözaltı morluklarım hep kaldı:(normalde bu kadar iğrenç değilim bilesiniz.resimde kötü çıkıyorum:) ha bir de hep bu plazmalar beni 5 kilo fazla gösteriyo

ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi

anneyim,annesiniz,anneler.siz de izlediniz mi bilmem.her izleyişte ağlar hale geliyorum.salaklaşıyorum adeta.buraya alıntılamazsam yıllar sonra bakmak isteyip bakamam diye korktum.bin kez izlesem doyamayacağım kadar güzel çünkü bu reklam.izleyenler bir daha ,izlemeyenler 2 kez izlesin pleaseeeee:)

cumartesi gel-gitleri 1

***işe dönmeliyim.bir yol bir çözüm arıyorum.kız 1 yaşına girince başlama kararı aldım.ya prozaca başlama yolundayım ya da işe:( ***deryalı günlerde tatlı tarifi verdi bi dangalak.hatun amerikan sosyetesinin yemek gurusuymuş.malzemelerde muz ve avokado vardı.hatun ne dese iyi."sevgili izleyicilerimiz evde muz yoksa avokado ile de bu tatlıyı yapabilirler"nası yani???????? ***ciks bir restorana gitme gafletinde bulunduk dün akşam.sonuç tam bir fiyasko.masamızda karanfiller,ben kıza mama önlüğü giydirmiş yoğurt yedirme telaşında,oğlan benim yemeğim niye gelmedi yeter yaaaaa çığlıklarıyla.gözüm garsona takıldı,gülmemek için mimiklerini zorluyordu garibim:) ***aynı restoranda sessiz sedasız yemeğini yiyen bir aileye hayran kaldım.7-8 yaşlarında bir oğlan ve 1,5 yaşlarında ikiz oğulları vardı.şaka gibiydi.kendime daha bir acıdım. ***bana her şey yakışır programına katılmak için kaç beden küçülmeliyim.bu program başladığından beri bedenimden iğrentim arttı. *** blog a

ruh halimin enteresan mimdeki resimleri

bu resim kadar afallamış ilknur kim isterse alsın üstüne demiş.ben de döşüyorum resimleri.ruh halimin halden hale geçen biçimleri:) bu resimdeki gibi hafta bitene dek pörsüyüveren bu resimdeki gibi karmakarışık bu resimdeki çocuğun dünyadan bihaber haline hayran bu resimdeki kadar kavga edesi olan bu resimdeki gibi ikilemden bir türlü sıyrılamayan ve bu resimdeki kadar ruhu özgürlüğe kanat çırpan 

gezenti:)

 arkada Ulucami,öndekiyse özlemiş gezentiyi:)  cumartesi en nihayetinde freedom diye naralara atabileceğim nadir nadide bir gündü benim için.çarşı pazar gezentisi yapmak,çoluk çocuğu baştan şööölee babalarına doğru atmak için en bi uygun gündü.hava pek tat vermese de attım kendimi caddelere. cuma gününden hayli kızgındım koca kişisine.yok efendim alışveriş arabasının altına niye tuvalet kağıtlarını ve havlu kağıtları dizmişim.yok efendim onlar ezilmez miymiş.hiç o düzenlerken bakmamışmıymışım.beyefendiye yardım edelim dedik suçlu olduk.en az 3 ay yetecek kadar kağıt ve türevleri alma konusunda bir numaradır kendileri.sığmadı koca alışveriş arabasına.hırsını benden çıkartıyor.astım tabi suratı.eve geldik.akşam oldu.mutfaktan çay almaya gitti bu kez.şangır şungur çat patt.ama ne gürültü.sanki tüm mutfak dolapları aşağı inmiş.ona bir şey oldu sandım,koşarak gittim. *canım iyi misin,sana bir şey olmadı ya(iyi niyet binbeşyüz bende.ödüm patladı çünkü) /ya anlamıyorum seni sevgi,bu

minicik bir öykü ;lirik bir şiir denemesi

TERKEDİLİŞ boş bakışlarla süzdü etrafı .içi yılgın ve bir o kadar çaresizdi.ağlamak istemedi .ruhu devrik bir diktatör ağırlığında ezik kalmıştı.nasıl dedi içinden nasıl.oysa şiir gibi bir deryaydı yaşadıkları.güvenip sarmaladığı ciğerine can ettiği bunu nasıl yapabilmişti. o değil miydi ummanlar ne ki sana yıldızları vereyim diyen? o değil miydi içindeki örselenmişliği bakışlarımla huzur denizine çeviririm diyen? peki ama nasıl ,nasıl olur da terk eder ? bu şarkıyı nasıl olurda yarım bırakıp nutkumu hapseder? o cenaze evi dolup taşarken oda oda,pare pare olmuş avuç içlerini kanatarak tırnaklarıyla sevdiğinin örtüsünü açmaya kıyamadı.oysa öyle sitemkar bi konuşma yapacaktı ki. 2008 İSTANBULUM SEN KOKAR MI bir nisan günü yoluna düşüşüm ürkek cahil telaşlarım var sanma geri gidecek kadar küçüğüm benim de kendimce korkularım var *** ya aşka teslim olursam diyorum gözlerin alır beni boğazın dibine atarsa orada boğul dersin biliyorum sen de boğulacaksın bu elemli bakış

ivit iviittt

 meraklısı resme tık tık yapıversin:)  kimin sitesine uğradıysam bir kültürlenme sürecine girmişler ki deme gitsin.bu ne okuma merakıdır bu ne entelleşme aşkıdır gıptayla bakadurdum kaç zamandır.malum drs kitapları canıma ot tıkadığından ne zamandır ve tabii ki minik kuşum şöyle bir ağız tadıyla rahat vermediğinden bana, ne bir roman alabildim elime ne bir deneme.ayy şiir gibi oldu son cümlem:) ivit ivit keyfim yerine geldi.kitaplığımın rafından elimin uzandığı yerden çektim bir kitap ,resimde gördüğünüz yıllanmış bir deneme geliverdi.taa 96ta alınmış,okunmuş birkaç kez ama benim gözüme takılmamış nasılsa.istanbulumdan bahsediyor bilhassa.yer yer nostaljik yer yer güne ışık tutan türlü fikirle var içinde.seveni varsa bu tarzın tavsiye olunur. kek yaptım sabah sabah.oğluş pek mutlu oldu.okua giderken daha fırındaydı.gelir gelmez yemek yemesem de kek yesem diye tutturacak eminim.kendime de tarçın çayı yaptım,şıpır şıpr yağmur dışarıda ohh keyfim güzel. dünden tatlı bir anı po

hayaaatt beni neden yoruyooosuunnn

resme tık tık lütfe n siz benim yaptığımı yapmayın.sırf 2 çocukla bir başınızasınız diye ,sırf her birinin ayrı ağlama nöbeti tutuyor diye ve sırf yetemiyorum bunlara nalet olsun içimdeki çocuk doğurma sevgisine deyip kocaamaan bir paket çikolatayı mideye indirmeyin.hele ki bunu 2 dakika gibi dehşet bir zamana asla ama asla sığdırmayın.zaten pörtlemiş onca kilonuza yeni yeni yağ hücreleri ekleyip tartı denen aletten nefretle kaçmanın bir alemi yok. peki ne yapın.sakin olun.derin deriiiin nefes alın.bir ki bir ki bir ki.diyaframı şişirin .şişirin şişirin ve ağızdan verin yavaaaşçaaa.ohhh.camı açın iğrenç egsoz dumanını yok farzedip gökyüzne yüzünüzü dönüp yine nefes alın yine nefes verin.ohhhh.iyi geldi di mi. peki ben ne yaptım.önce kıza bağırdım.evet evet daha 10 aylık kızıma bas bas bağırdım.hızımı alamadım oğlana bu kez.gelen geçen konu komşu kim varsa sesimin inleyen nağmelerine şaşkınlıkla tanıklık ettiler sanırsam.üstüne üstlük kapının önü salıları pazar yeri.tanıyan t

kalbinize ılık bir hayal aralığı

bugün bu var.başka da bir sözüm yok.

garip bir yazı bu,okuyup daralmayın

 karmaşa,kargaşa,üzüntü,telaş,iç sıkıntısı,yorgunluk,düşsel avuntular ve bin milyon tane baloncuk hesabı duygu fırtınaları içinden çıkıp annemleri en nihayet uğurlayıp klavyeme yapıştım.mutluluğun resmini şimdi çizebilirim:) kızımın diş sıkıntısı geçmek nedir bilmiyor.alıştık bu duruma lakin acıyı çeken asıl minişin kendisi.aylardır ucu bile gözükmeyen beyaz inciler 5i bir yerde hesabı aynı anda dizim dizim dizildiler.zavallıcık gecelerini sıkıntıyla geçiriyor.ahh bir de boğaz ağrısı ve arada uğrayan öksürük nöbetleri de cabası. son 10 gündür garip bir mevsim hüküm sürüyor Bursada.adı bahar desen değil kış desen değil.geçiş zamanlarını oldum olası sevmem.ne iklimlerde ne duygularda.hep bir araf vaziyeti.içim darlanır.ruhum boğulur.öyle aptal aptal eve kitlenirim.sanırım nisan ayının bana yaşattığı bunca talihsizliğin ardından silkinip kendime gelmem ancak mayısı bulacak.bakalım bakalım. kaç günlerdir deli anne facebook sayfasında haydi anneler buluşalım deyip duruyordu.içim eriye

anne kişisinin okul neyine

imdaaatt .sıkışmış pres olmuş bir haldeyim. delişimin cabbar hatun tiplemesinin çok ötesine geçmiş bir haldeyim.perişanım,yorgunum,uykusuzum.stresimin çıldırtan yoğunluğuyla bel fıtığımın zirvesindeyim.annemin bir yığın iç boğan laflarıyla,babamın hiç bitmeyen suratlarıyla kafayı yemelerden bir demetim. yazamıyorum.hem bizimkilerin akıl sınırlarımı zorlayan hallerine dayanmaya çalışıyor hem de  ve asıl olarak da kızımla uğraşıyorum . ayşem ,benim minik kuşum ilk dişlerini çıkarma telaşına bir de bademcik iltihabını ekleyiverdi.üstelik anneciğine bunca aydır hiç hastalanmadığı için teşekkür etmek istercesine en nazlı halini sınavlarımdan bir gece öncesine sakladı."uykusuz kaldım" tümcesinin ne de az bir ifade olduğunu bilhassa belirtmek isterim.gözlerinden yaşlar süzüle süzüle ağlayıp babasına bile yanaşmayan meleğim aklımı da fikrimi de götürdü sınav öncesi.gayet manyak bir ruh hali ile girdiğim sınavlarıma mı yanayım kapılarda ağlaya ağlaya beni bekleyen miniğime mi.üst