Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Koca Dediğin

koca dediğin nedir sevgili bayan okur?aşk meşk uğruna kapıldığın bir gemi mi yoksa içinde ruhunu teslim ettiğin koca bir sığınak mı?ya da koca dediğin kağıt üzerinde basit bir imza karalaması mı? koca dediğin senin için başka komşun hatice için başka .gelgelelim senin anlam yüklediğin bu "koca" aslında nasıl bir mana! aşık oluyor koşa koşa evleniyoruz ya hani .bak o vakit gözümüz kömür karasıyla kapanmış yanlışı doğrudan ayıramaz oluyoruz.safi aşkı ele alıp er kişiye varanların, duygusal yıkım ötesine geçemediğini tüm dünya biliyor .yoksa sen hala uyuyor musun:) içinde ruhunu teslim etmiş de olabilirsin ,kocam benim her daim sığınağımdır diye diye.iyi ya o sığınak hiç mi yerle bir olmaz; fırtınayla borayla olur olmaz bir afette.güçlü müsün yeterince bir bak kendine.sığınacağı limanı bulup 20 sene demir atan çaptan düşmüş balıkçı tekneleri gibi kopacak en ufak fırtınada önce sen alabora olmayasın yoksa. aaa belki de koca dediğin bir imza bir de her ay düzenli para

2 kardeş arasındaki yaş farkı kaç olsa???

bu konu öyle böyle değil hepimizin derdi  bu konu annelerin ortak derdi. İKİ YILDAN AZ YAŞ FARKI OLANLAR  Çocuk gelişimi  uzmanlarının genel kanısı 2 yaş ara sayesinde çocuklar, çoğunlukla, arkadaş gibi büyürler. Kavga ettiklerinde bile, yaş yakınlığının verdiği hissi kabuller sayesinde, dışarıda da birlikte hareket ederler; oyun arkadaşı olmanın güvenli bir kabulü vardır. 2 yaşından daha küçük çocuklar, minik kardeşlerini kıskanmaya meyilli değillerdir. bu yaşlardaki çocuklar aile içi dinamiklerden bi haberdirler desek doğru olur bu nedenle aile içindeki değişimi fark edemezler. Ayrıca birbirlerine yakın yaşlardaki çocukları eğlendirmek ve zapt etmek çok daha kolaydır. İki yıl içinde, iki tane çocuğa anne baba olmak, olumlu tarafından bakarsanız evliliğiniz için belki de iyi olabilir. Böylesi bir durum açıkçası yoğun bakım ve ilgi gerektirir. Tek çocuk söz konusu olduğunda, sıklıkla rastlanan ve gözlenen anne, bebeği ile meşgul olurken, bab

"artık sarılamıyoruz bile"dedi:(

ne zor iştir bir evlat büyütmek.hele ki oğlan çocuğu yetiştirmek güç bela bir iştir aslında.tek başına ihtisas sahası açılsa profluk ünvanını hiç başlamadan akademiye eline alacak kişiler erkek çocuk büyüten annelerdir .bu her daim böyledir. benim bir oğlum var.Allah bağışlarsa,acısıyla imtihan etmez yanıma yakıştırırsa.Ali kıran baş kesenlere kurban etmez,vatan sağolsun nidasını yükseltmezse içimden gün gelip te; evet benim bir oğlum var henüz 11 yaşının içinde. anadolumun arpa tarlaları gibi sarı saçları geliyor hatırıma oğlumun.minicik halleri daha dün gibiydi şimdi 11 oluverdi yaşı diyorum.oysa büyümedi ki hala büyümedi ki ilk yürek kazıntım. büyüdü artık diye diye girişerek kardeşi olsun çabama kurban etmiş,ona kıymış,onu yalnız bırakmış bir anneyim ben.küçük bir kardeşin ne kadar yer kaplayabileceğini çözemeden giriştiğim bu yolda tökezledik biz ana-oğul. "artık sarılamıyoruz bile"dedi."artık beni eskisi kadar sevmiyorsun,benimle gezmiyorsun,keyif çatmıyor