Ana içeriğe atla

öylesine


ben düzgün ve kolay cümleler yazan insanlara hayranım.kendimle hesaplaşırken çokça yaptığım ama yazıya her dokunuşumda ağdalı ve ağlamaklı cümleleri sahiplenmeyi sevdiğim bir yapım var.

üzerimde kaldıramadığım hüzün bulutu ve inadına yaşama arzusu!bir yanımın çocuk olmaktan kurtulamayışı diğer yanımın hep sorumluluk altında ezilen yıpranmış hali.17 yaşımın en güzel yaş olduğu kanaatine hasılım artık.öss belasını hayatımın en büyük derdi saydığım kendi çapımda aşık maşuk olup dünyaya küstüğüm yıllarım nerelerdesiniz:(

"çoluklu çocuklu kadınsın" lafı gün be gün koyar oldu nedense.ağır bu çok ağır.ben hala küçük bir kız çocuğuyum oysa.sevilmeye hem de deliler gibi sevilmeye ihtiyacım var.en çok ama en çok da şımartılmaya.veren değil alan olmak, özleyen değil özlenen olmak,ardından gözyaşı dökülen olmak rüyalarda mı sahi:(

dokunursanız ağlayacağım,
ağlarken gözlerim değil
duygularım fırlayacak yerinden.
dokunursanız
benim içimden
başka bir ben çıkacak.
korkuyorum
sahiden korkuyorum
gelecek günlerden:(((

Yorumlar

  1. Çok güzel anlatmışsın beni
    :)
    Kendimi buldum sende

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de tam seni anlatmak istemiştim baktım baktım sen anlatmamışsın :))

      Sil
  2. Bu cümleler eşe serzeniş gibi geldi ama yanılıyorumdur umarım.

    YanıtlaSil
  3. herkes gibisin be sevgimm..
    sevilmek şımartılmak hepimiz istiyoruz..
    üzülme ağlama!
    duyan olur sesini eminim;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duyan olsun istemiyorum aslında
      hissetsinler istiyorum
      en çok kendime çemkiriyorum
      benden ötesi bana çare olmaz ki

      Sil
  4. O kadar güzel anlatmışsınki çoğu zaman benimde birebir hissettiklerimi.
    Bende çok özlüyorum tek derdimin yazılılar dersler olduğu günleri. Ufacık şeyleri dert sanarmışım ah dönebilssem o yıllara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adının içinde saklı şu mana var ya
      oydu hayatımın başlangıç noktası
      miladım
      yeniden doğuşum
      şehirler arası otobüs terminalleri
      ve içindeki aşk
      şimdi
      sadece üç nokta...

      Sil
  5. Zaman geçtikçe, sorumluluklar arttıkça, hayatı paylaştıkça ağırlığı da artıyor yaşamın. Yakınındaki kişiler kadar çarp sıkıntılarını, en az o kadar işte! En ufak bir sıkıntı evdeki/işteki yaşamına etki ediyor, büyüyor da büyüyor. Güçlü anlarında sıyırıp geçerken dertler, zayıf düştüğün anlarda daha da bir vuruyor. Derin derin nefes alarak, şükretmeyi unutmamaya gayret ederek rahatlatmaya çalışıyorum ben kendimi böyle durumlarda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dün gece uykumun arasında geldin aklıma görkem
      şükret demişsin ya
      arada unutup
      isyan edişimden mi oluyor yoksa diyorum
      aslında sana da denmez ki bunlar onca yaşadığın şeye rağmen nasıl da gülüyor hayatın neşesini yakalayıp tutuyorsun.
      bu aralar bu aylar ben çok güçsüz düştüm evet farkındayım bunun.

      Sil
    2. Kendini suçlama, ara sıra daha kırılgan, daha narin oluyoruz. Belki biraz pohpohlanmak istiyoruz, çok doğal. İş bence kocalara düşüyor burada, onlar üzerine düşeni yapmazsa da denge bozuluyor işte...

      Sil
  6. Her şey insanlar için, ne hissediyorsan,ne bekliyorsan ona ihtiyacın olduğundan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok haklısın deniz,hayat böyle bir şey.

      Sil
  7. Biraz önce Nilüfer'den Dokunsalar ağlarım şarkısını dinlemiştim...Çok tanıdık geldi yazdıkların..Kendimi öyle yorgun, öyle yalnız, öyle yangında ilk bırakılan gibi hissediyordum ki.Baktım yalnız değilmişim...Dertsiz tasasız günlerin kıymetini bilemedik, hoş bilseydik te elimizden uçup gidecekti..Heşey insanlar için..Yine de sabır, yine de şükür, yine de gülümsemeye çalışmak lazım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yangında ilk bırakılan:)))güldümmm.şarkıyı dinlemek istiyorum ama elim varmıyor açmaya ağlamak istemiyorum ben yaaaa.

      Sil
  8. canımın içi öpeyim de kendine gel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öp bacım öp te bilsek kimin öptüğünü:))

      Sil
  9. sanırım zaman zaman hepimizde oluyor böyle duygu bozuklukları.. sıkma canını Sevgicim.. sen herşeyin gidişatına inat gülümse..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bugün gülümsüyorum evet gelip geçici bazı şeyler sanki.

      Sil
  10. Sevgiciğim , çok seviyorum seni...
    En doğal istekdir , sevilme ve şımartılma isteği...
    Biz sesini duyduk , inşallah önemli şahıslar da en ksıa zamanda duyar :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duymaz bacım duymaz hatta ruhu duymaz diyeyim o derece:)

      Sil
    2. Tatlım duyurmak için başka yöntemler dene, metodunu değiştir , belki işe yarar :((((

      Sil
  11. Gelecek belirsizdir. Belirli olan tek gerçek vaktinin belli olmadığı bir göçüştür öbür tarafa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ölümü düşün daha bir kafayı ye diyorsun yani mehmet bey çok sağolasın yani:)

      Sil
  12. güzel olacak herşey zamanla daha da güzelleşecek

    YanıtlaSil
  13. Yanıtlar
    1. sen yazmadan ben yazdım ama olsun sen de yaz:)

      Sil
  14. Düzgün cümle kuranlara hayranmış :) Deli oku kendini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tüm cümlelerim devrik ve sondan başaymış gibi geliyor bana.ali ata bak bile yazamıyorum be yavrum ,ata bakakalan ali... diye gidiyor bende:))

      Sil
  15. yaaahuu ne yapmışsın :(ne güzel anlatmışsın..söylemişsin..biz çocuklarımızı şımartıyoruz da..acep onlar bizi ne zaman anlayıp şımartacaklar...eş durumundan ben yırttım :))ama sen kükremeye devam et:)...ayrıca her kadın küçük bir kız çocuğu aslında...yoksa nasıl anne olurduk o duyguları hissetmeden

    YanıtlaSil
  16. evlilikte herkes bekliyor.hep alan konumundayız niye böyle,ne saçma.oluruna bırakamamak öyle zor ki.bıraksam dupduru bir dere olacak öylesine akacak gidecek hayatım.sorgulamadan ,beklentisiz olabilmek başarabilmek?! yok ben öyle olamıyorum be öznur:(

    YanıtlaSil
  17. Bu dünyaya bir kez geliyoruz. Her anın kıymetini bilmeliyiz. Pozitif değerlerle geleceğe bakmalıyız.

    YanıtlaSil
  18. blogun cok hos canim kendimi buldum sanki sende izlemeye aldim hemencik
    sevgiler:)

    YanıtlaSil
  19. sırf bu yüzden "her yaşın ayrı güzelliği var" söylemi bana palavra gibi gelir. Aynı ruh hali etrafındayımdır çoğu zaman da, ben 24 yaşımda takılıp kalmışımdır...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yaz şekerim ,ellerin dert görmesin:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biricik Gelinime Mektup

canım gelinim; seni şimdiden özledim.ne kadar şanslısın ki böylesi çatlak,patlak ,yusyuvarlak bir kayınvalide sahibisin.umarım senle tanışıncaya kadar dairesel ölçülerimi keskinleştirmiş oldukça kemiksi bir yapıya kavuşmuş olurum.yok eğer hala üç iks larç bir hal görürsen bünyemde sakın yüzüme vurmayasın zira bu benim barışmaya çalışıp ta bir türlü uzlaşamadığım tek uyuz yanımdır. umarım sarı saçlı ve kahverengi gözlüsündür.eğer değilsen en acilinden röfle yaptırmanı umuyorum.malumun üzere oğlum kendisi çiğ bir sarı oğlan olmasına rağmen saplantı derecesinde sarışın hastası.şükür ki yapay sarışınlığa da prim veriyor.es kaza sarışın olup da bir anda saçını kızıl mızıl yapayım demeyesin.kapının önüne konman an meselesidir.şahsen bu mealde kovulmanın eşiğine gelmiş bir ana olarak,bu sana naçizane bir dost uyarısıdır:))) güzel gelinim;oğlumu sevip aşık olmak gibi bir gaflete düştüğünün farkındayım.ee napalım gönül bu tabi ota da mota da hesabı:)kaşına mı gözüne mi hayran kaldın bilem

KREŞ

Evet ben işe kızımsa kreşe başladı. içimin burukluğu birazdan okuyacaklarınız olmasa kat be kat olurdu eminim.ve ben buruk muruk değilim esasen.iyi bile sayılırım. yıllar önce oğluş 3,5 iken (şimdi 10 yaşında) evimize hem yakın hem o yaşa göre uygun tek kreş vardı.o da şimdi kızımı verdiğim kreş.bina,yer aynı ama sahipleri tamamen değişmiş.bu durum beni rahatsız etse de yine tıpkı oğlumda yaşadığım lokasyon ve yaş sınır aralığı burayı bir daha seçmeme sebep oldu.ve iyi de oldu. gencecik ,çok candan bir öğretmenimiz var.grubundaki çocuklar hep benzer aylarda.20 aylık 18 aylık gibi.toplam 8 çocuk var sanırım. babamız öğretmen olduğu için 15 tatili fırsat bilerek ben işe dönüş yaptım kızımı da yarım günlük süreler halinde kreşe alıştırmaya başladık.bugün 3. gün ve gidişat umduğumdan da güzel . öğretmenimiz  çok hoş bir yöntem seçmiş.bir defterimiz var .her gün çocuğun gelişimi ve o gün yaptıklarıyla ilgli notlar tutuyor.ve yine her gün çocuğun çantasıyla eve gönderiyor.böylece a

Evlilikte Huzur:)

"Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu,  ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca  hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın  günü iyi geç ......memiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca  mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de  benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.  O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı  hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.” Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de  fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sorm