Ana içeriğe atla

cumartesi gel-gitleri 1

***işe dönmeliyim.bir yol bir çözüm arıyorum.kız 1 yaşına girince başlama kararı aldım.ya prozaca başlama yolundayım ya da işe:(


***deryalı günlerde tatlı tarifi verdi bi dangalak.hatun amerikan sosyetesinin yemek gurusuymuş.malzemelerde muz ve avokado vardı.hatun ne dese iyi."sevgili izleyicilerimiz evde muz yoksa avokado ile de bu tatlıyı yapabilirler"nası yani????????


***ciks bir restorana gitme gafletinde bulunduk dün akşam.sonuç tam bir fiyasko.masamızda karanfiller,ben kıza mama önlüğü giydirmiş yoğurt yedirme telaşında,oğlan benim yemeğim niye gelmedi yeter yaaaaa çığlıklarıyla.gözüm garsona takıldı,gülmemek için mimiklerini zorluyordu garibim:)


***aynı restoranda sessiz sedasız yemeğini yiyen bir aileye hayran kaldım.7-8 yaşlarında bir oğlan ve 1,5 yaşlarında ikiz oğulları vardı.şaka gibiydi.kendime daha bir acıdım.


***bana her şey yakışır programına katılmak için kaç beden küçülmeliyim.bu program başladığından beri bedenimden iğrentim arttı.


***blog arkadaşım ayserin yazısında diyet miyet muhabbetini görünce, aynı şehirde oturmanın avantajıyla gittiği diyetisyenden randevu aldım.meğer ne meşhur hatunmuş,1 hazirana gün verdiler,iyi mi.ee benim metabolizma o tarihe kadar ne yersen kardır mantalitesine giriyor çıkıyor şimdi ne yapayım bilmiyorum:)


***evde oturan kadının koca kişisine ne çok sardırdığını,gözünün üzerinde kaşın var bahanesini bile aratacak absürtlükte mevzular bulduğunu ve kavga için sürekli kaşındığını bir kez daha tecrübe etmiş olmanın onursuzluğu ve gurursuzluğu içerisindeyim.


***bloglar sayesinde tanıdığım bunca kafa dengi kadının nasıl olup ta bu kadar uzak iklimlerde yaşıyor olmalarına kafayı takmış durumdayım.


***eyy güzel istanbulum keşke göğsüne başımı yaslayabilseydim,beşiktaştan kız kulesine bakabilmeyi,istiklalin küçük parmakkapı sokağında salaş salaş gezebilmeyi,taksim atatürk kitaplığında boğaza nazır kitap okuyabilmeyi özleedimmmm:((



2008 yazı bir istanbul kaçamağı


Yorumlar

  1. iyiki amerikan sosyetesine mensup değiliz .yoksa muz ve avakado yemek zorunda kalırdık,ıyyk
    sıkılan kadın hakkaten kocasına sarıyor,hemfikirim senle. ama aynı işte çalıştığını düşün ve şükret haline.
    istanbulu gezemk konusunda şehir dışından gelenler bize fark atıyor emin ol

    YanıtlaSil
  2. Sevgi'ciğim, canımcığım...

    * sen bir de bizi restoranda gör...genelde yesene yavrum, dursana çocuum çığlıklarımın ardından "YETEEEERRRRRR" çığlığım ile son buluyor...burnumuzdan geliyor yani..

    * Aaa....sizin evde avokado bulunmaz mı? ne ayıp..ben bir kuru soğanı eksik etmem, bir avokadoyu :-)) deli mi bu insanlar yaa....hangi ülkede yaşıyorlar?? muz yoksa avokadoymuş...

    * İstanbul'dayım ama senin yazını okuyunca canım İstanbul çekti...yarın bir Üsküdar mı yapsak acaba?
    * Sana herşey yakışır bebişim...gülüşün yeter...

    * Koca taifesine sardırmak için evde olmaya gerek yok...çalışırken de çok rahar saldırabiliyorsun..hem onlara çemkirmeyeceğiz de kime çemkireceğiz??

    YanıtlaSil
  3. :)sen çok şekerliksin..bi tanesin..aslında bu yazının ardından çok güzel yorumlar yapılabilir ama ben bloglardaki kafa dengi insanların ayrı iklimlerde yaşama mevzuuna takıldım..çünkü tamda bunu geçirirken kafamdan seninde aynı şeyleri hissettiğini gördüm..mutluoldum sonrada üzüldüm...restoran meselesine gelince;biz direk gitmiyoruz:)koca kişisinin(tabirine hastayım:)dahiyane çözümü..yanlız değilsin...yanlız değilim...ve lakin çok uzağız işte...selam eder..öperim..

    YanıtlaSil
  4. beşlik simit gibi güldürdünüz gı beni.aynısın tıpkısı resimdeki halim pardon o resme 10 kilo daha ekleyiniz:))
    nevalcim;şükretmeliyim,şükretmeyi unutmamalıyım.yoksa bugünümü arayacağım.ve kesinlikle istda yaşarken ist u yaşayamıyor insan.gülük telaşelerden.o yaz sadece 3 günde istda ne kadar kule varsa gezmiştim:)

    gülçinim;zaten dünyadaki tek çatlak ananın ben olmadığım kanaatine sağolsun blogger sayesinde vardım.hepimiz çatlağız hepimiz anayız:)
    madem üsküdara gidicen delişi de ara da bi kahve neyim için salacakta,hımm ne dersin:)

    permaren;kız adın neydi senin.canım canımm.ahh ben sizler için varım sizler için yaşıyorum.nihat doğan bir ben iki:)
    amaan biz de gitmiyorduk.koncam kıyak yapayım dedi aklı sıra.neredeyse ağlayacaktım orta yerde:)koca kişisi tabirinin patenti bana ait değil.kimden çaldığım bir türlü çıkaramadım.öperimmm.

    YanıtlaSil
  5. Yine güldürdün beni harika bir gönderiydi!öptüm seni

    YanıtlaSil
  6. Ne zaman Ankara yolları taştan şarkısını söyleyip 4 çocuk iki kadın karanfilli bir masada püskürerek yemek yiyeceğiz merakındayım efendim:))

    YanıtlaSil
  7. * işe dönme şekerim boşver.....Prozac'a başla daha hayırlı bence...:)
    * aaa nası yani avakado yokmu sizin evde...bizim evin bir numaralı ihtiyacıdır..hava gibidir su gibidir...:)))))))
    * ben bizim restoran maceralarımızı anlatmıym..acırsınız halime valla...:P
    *valla bende bu jadar kafa dengi hatunun bu kadar uzak diyarlarda oluşuna takmış durumdayımm..
    * kocaya takmak için evde oturmaya gerek yok...görev yoğunluğundan aynı evde yaşadığın halde kocayla 2 gün görüşemesende takabiliyosun:)))
    * veee tabiiii Ah Güzel İstanbul'um...kıymetini bilemedim..bilemedim...:(((,

    YanıtlaSil
  8. *İşte olmak daha zor bence dayanamazsın hasretine:)
    *Hani biri zamanında ekmek yoksa pasta yesinle demiş ya hatunun ki o hesap olmuş.Aaa avokado nasıl olmaz bir evde cık cık cık:)
    *Biz 3 yaşına girmek üzereyiz daha yeni yeni gidebiliyoruz restorana o da en fazla yarım saat sonrası :)))
    *Bence de tüm kafa dengi hatunlar çoğunlukla İstanbuldalar geri kalanlar da ülkenin ve dünyanın belirli yerlerine serpilmiş durumdalar:))
    *Koca kısmını hiiiç sorma evde de dışarıda da olsan fark etmez bence:)
    Ayrıcaaa çok güler yüzlü çok hoşsun maşallah sana canım:)

    YanıtlaSil
  9. Resimlerin çok hoş özellikle de gülüşün.
    Aman ne işi ekonomik olarak gerekmiyorsa salla çalışma bir süre daha. Al bi pasiflora şarapçılar gibi içe içe gez. Prozac olmasın ama.

    YanıtlaSil
  10. o ciks restorandaki 3 çocuklu sessiz sakin aile var yaa, sakın onlar uzaylı olmasın... hiç normal bi durum değil bu.

    avokado... hımm... evet.. bizde her daim bulunur. muz da neymiş :))))

    ben evde oturduğum için mi bu kadar eşime takmış durumdayım aceppa?

    YanıtlaSil
  11. sinem;ankara yolları dar daarr bana bakma benim dah 1 yılım vaarr:)

    dilek;sen de mi istlusun yoksa.aynıymışız tüm cümlelerde:)

    aylin;dayanamma biliyorum,içim acıyor aslında:(teşekkür ederim resmimle ilgili söylediklerine.

    ebru;pasiflora da çok pis uyutuyor be gardaş:)

    gülcan;ben de inanamadım hayretler içinde baktım zaten kadına:)

    YanıtlaSil
  12. mutlu haftalar canım..blogumun adresini değiştirdim eğer uğramak istersen seve seve beklerim :)

    YanıtlaSil
  13. sitoşum, işe başlamaktansa prozacı tercih etmelisin şekerim, prozacı alıp mutlu, mesut, etrafa gülücükler dağıtan, rahat bi kadın olmak varken, ne gerek var kat kat strese girmeye, hem iştah keser kilo verirsin bak :))bir taşla iki kuş:)) diyetisyene de gerek kalmaz, randevuyu iptal et gitsin :)

    evde duracak zamanım ve sataşacak bir koca kişisi -henüz- olmadığı için ben bu dediklerine katılamıyorum, hatta aaahhh ahhh olsa da... diye başlayan bir cümle kurmaya teşebbüs ederken buluyorum kendimi... cümleyi kurmadan gideyim şekerim, kafama tavalar uçuşacak yoksa :))

    YanıtlaSil
  14. çok doğru tespitler, halime tercüman olmuşsun.
    eşime fena sarmaktayım , onun adına üzülüyorum bir yandan.
    İşe başlamak ve oğlumu bırakmamak, değneğin iki ucu..
    Kilolarrr, yaktı beniii, ağzına kadar dolu dolaptan giyebildiğim bir kaç kıyafet.Yeni hiç bir şey almak istemiyorum üstüme üstelik.
    Ankarada Ankarayı özlemekteyim.
    Avakado yoksa da mangoyla yapınız lütfenn :))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yaz şekerim ,ellerin dert görmesin:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biricik Gelinime Mektup

canım gelinim; seni şimdiden özledim.ne kadar şanslısın ki böylesi çatlak,patlak ,yusyuvarlak bir kayınvalide sahibisin.umarım senle tanışıncaya kadar dairesel ölçülerimi keskinleştirmiş oldukça kemiksi bir yapıya kavuşmuş olurum.yok eğer hala üç iks larç bir hal görürsen bünyemde sakın yüzüme vurmayasın zira bu benim barışmaya çalışıp ta bir türlü uzlaşamadığım tek uyuz yanımdır. umarım sarı saçlı ve kahverengi gözlüsündür.eğer değilsen en acilinden röfle yaptırmanı umuyorum.malumun üzere oğlum kendisi çiğ bir sarı oğlan olmasına rağmen saplantı derecesinde sarışın hastası.şükür ki yapay sarışınlığa da prim veriyor.es kaza sarışın olup da bir anda saçını kızıl mızıl yapayım demeyesin.kapının önüne konman an meselesidir.şahsen bu mealde kovulmanın eşiğine gelmiş bir ana olarak,bu sana naçizane bir dost uyarısıdır:))) güzel gelinim;oğlumu sevip aşık olmak gibi bir gaflete düştüğünün farkındayım.ee napalım gönül bu tabi ota da mota da hesabı:)kaşına mı gözüne mi hayran kaldın bilem

KREŞ

Evet ben işe kızımsa kreşe başladı. içimin burukluğu birazdan okuyacaklarınız olmasa kat be kat olurdu eminim.ve ben buruk muruk değilim esasen.iyi bile sayılırım. yıllar önce oğluş 3,5 iken (şimdi 10 yaşında) evimize hem yakın hem o yaşa göre uygun tek kreş vardı.o da şimdi kızımı verdiğim kreş.bina,yer aynı ama sahipleri tamamen değişmiş.bu durum beni rahatsız etse de yine tıpkı oğlumda yaşadığım lokasyon ve yaş sınır aralığı burayı bir daha seçmeme sebep oldu.ve iyi de oldu. gencecik ,çok candan bir öğretmenimiz var.grubundaki çocuklar hep benzer aylarda.20 aylık 18 aylık gibi.toplam 8 çocuk var sanırım. babamız öğretmen olduğu için 15 tatili fırsat bilerek ben işe dönüş yaptım kızımı da yarım günlük süreler halinde kreşe alıştırmaya başladık.bugün 3. gün ve gidişat umduğumdan da güzel . öğretmenimiz  çok hoş bir yöntem seçmiş.bir defterimiz var .her gün çocuğun gelişimi ve o gün yaptıklarıyla ilgli notlar tutuyor.ve yine her gün çocuğun çantasıyla eve gönderiyor.böylece a

Evlilikte Huzur:)

"Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu,  ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca  hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın  günü iyi geç ......memiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca  mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de  benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.  O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı  hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.” Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de  fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sorm